30 Nisan 2012 Pazartesi

Moru Sevdik Morrissey'den Ötürü

3-19 Temmuz tarihleri arasinda gerceklesecek olan Istanbul Caz Festivalinin kuskusuz en cok beklenen ismi Morrissey. Peki bekleyenler bu ozlemine kavusacak mi?

Oncelikle konserin yapilacagi mekanin Cemil Topuzlu olmasi bu sayiyi azaltiyor. Maksimum 4000 kisinin izleyecegi bir konser olacak. Bu yuzden baya bir kisi zaten elenmis oldu. Ama dur, 'madem 4000 kisi olacak, kimlerin gelebilecegini de ben seceyim'e gitti IKSV. Bilet fiyatlari ve beilet satislarinda Lale'lere taninan oncelikle o 4bin kisinin arasina girmek isteyenlerin de bircogunu yine elemis oluyor. 67 gibi iyi bir bilet fiyatini 'Ogrenci bileti' adiyla sadece gostermelik tutmus. Almak isteyip de alabilenin sayisi bir hayli az cevremde. Kime gidiyor, nasil gidiyor. bizimkilerin beceremedigi nedir anlayamadim. 'Hadi bu seferlik ogrenciligimi unutayim' diyorsaniz da fiyatlar 375e kadar cikiyor.

'Topu topu 4000 kisilik bir mekan, bilet fiyatlarinin dusuk olmasi beklenemez' gibi bir savunmayi ise komik buluyorum. Sorunun ise tam bu oldugunu, mekanin Cemil Topuzlu olarak secilmesi oldugunu dusunuyorum. Gecmiste Cemil Topuzlu'da Bob Dylan'i dinlemistim. Tamam Bob Dylan sesini yitirmis, hoplayip ziplatmayi da vadetmiyor, oturup uslu uslu dinleyecek sarkilarina eslik edeceksin. Ama Morrissey oturmaktan fazlasi. Yine bu adam gomleginin dugmelerini acar, once bi sallar sonra da seyircilere dogru firlatirsa bunu tiyatroda sunulmus bir striptiz sovu olarak arkalardan izleyecek binlerce kisi olacak. Daha acik alanin oldugu, oturarak degil de ayakta durulacak floor katinin daha hakim oldugu bir mekan secilmeliydi diye dusunuyorum. Kisacasi bu Morrissey konseri bircok kisiyi sinirlendirecek ve yalnizca 4bin kisiyi sevindirecek.

'Olmadi gider Morrissey'i memleketinde dinlerim diyenleri de uyarayim. Morrissey'i kendi memleketinde dinlemeyi umit etme hatasina ben dustum siz dusmeyin. ( Ama gelin gorun ki bu sene buraya da geliyor, bu da benim sansim)


The Smiths Yeniden Biraraya Geliyor Mu ?

Bazi dergilerde dile getirilen 'The Smiths tekrar toplaniyor' haberine birinci agizdan yalanlama geldi. Grubun gitaristi Johnny Marr ' Mevcut hukumet istifasini aciklarsa, ben de grubu toparlarim. Yeterince adil bir anlasma' diyerek topu en azindan hukumetin kucagina birakmis.
J.Marr 2010 yilinda ise The Smiths'i sevdigini soyleyen ingiltere Basbakani David Cameron'a 'The Smiths gurubunu sevmeyi' yasaklamisti. Boyle de sakaci bir abimiz iste.

19 Nisan 2012 Perşembe

Being Alfred Hitchcock

Sacha Gervasi'nin yonettigi ve gerilimin usta ismi Alfred Hitchcock'un biografisinden kesit sunacak filmde Hitchcock'u canlandiracak Anthony Hopkins'in makyaj sonrasi fotografi yayinlandi. Film 2013'te vizyonda.


Filmde Hitchcock ile karisi Alma Reville (Helen Mirren) arasindaki bir ask hikayesinin anlatilmasinin yaninda, Psycho filminin yapim asamasindaki yasananlardan bahsedilecek.

Anthony Hopkins'in yani sira filmde; Psycho filminde oynayan Vera Miles'i Jessica Biel, yine o filmde oynayan Janet Leigh'i Scarlett Johansson canlandiracak.

Film, Julian Jarrold'un yonettigi The Girl ile karistirilmasin. The Girl filminde Hitchcock'un takintili oyuncusu , The Birds filminde oynayan Tippi Hedren ile olan iliskisi anlatiliyordu.



Makyajin altinda Anthony Hopkins'i arayip bulmak biraz zor olsa da sarkik bidiklariyla, kafasi dik bakisiyla Hitchcock'a benzemis diyebiliriz.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Yeryüzünde Bir Gün: Küresel bir film deneyimi

Sinema Blogları Birliği SİBB'in medya sponsorluğunu üstlenmiş olduğu "Yeryüzünde Bir Gün "projesi 2008 yılında , binlerce insanın katılımıyla 24 saat boyunca görüntü elde edilerek oluşturulacak bir zaman kapsülü yaratmak amacıyla başlamıştı. Yeryüzünde Bir Gün'ün Türkiye gösterimi 22 Nisan 2012'de İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü'nde düzenlenecek.


 Bu dünya çapındaki medya etkinliği kapsamında, ilk olarak 10 Ekim 2010 (10.10.10), daha sonra 11 Kasım 2011 (11.11.11) tarihlerinde, insanlar çektikleri görüntüleri onedayonearth.org üzerinden paylaşmaya davet edildi. Böylece dünyanın dört bir yanından insanların bir gün içinde paylaştıkları anları içeren, herkesin erişimine açık bir video haritası ortaya çıkmış oldu. 

Her kültürden, inanıştan ve ulustan insana açık olan projeye katılım ücretsiz.

Projenin hedefi, insanların sesine kulak vererek insanın bir canlı türü olarak soyunun devam etmesine fayda sağlanması amacıyla “insanların özünde kim olduğunu bulmak.”

Yeryüzünde Bir Gün’ün arkasındaki fikir

Proje kurucusu Kyle Ruddick, Yeryüzünde Bir Gün projesini fikrinin dünyanın farklı bölgelerinden müzisyenlerin aynı sahnede birlikte çaldığı 2008 Dünya Sacred Music Festivali’nin açılış gecesinden ilham aldığını söylüyor:

“Müzisyenler ilk başta uyumu yakalayamadılar. O ana kadar birlikte hiç çalmadıkları anlaşılıyordu. Ancak bir kaç dakika içinde bu uyumsuzluktan uyum doğdu ve ortaya muhteşem bir harmoni çıktı. İşte bu an bana bir başka evrensel iletişim türü olan sinemayla aynı şeyi yapmak için ilham kaynağı oldu.”

“Yeryüzünde Bir Gün” filmi

10.10.10’da elde edilen ve toplam süresi 3,000 saati geçen görüntülerden bu yıl 22 Nisan Yeryüzü Günü’nde tüm dünyada gösterilecek 2 saatlik bir film oluşturuldu.

Yeryüzünde Bir Gün projesiyle aynı ismi taşıyan filmin yönetmeni, aynı zamanda projenin kurucusu olan Kyle Ruddick. Filmin yapımcıları ise Daniel Lichtblau ve Brandon Litman.

Filme çektikleri videolarla katkıda bulunanlar arasında cep telefonuyla çekim yapan gençlerden profesyonel belgeselcilere, her yaştan, ülkeden, ırktan, kültürden ve cinsiyetten insanın yanı sıra 60’ın üzerinde sivil toplum örgütü bulunuyor.

Filmde öne çıkan sahneler arasında Çinli bir turistin çektiği Kuzey Kore’deki üst düzey bir askeri geçit töreni, Mekke’den ve Galapagos Adalarından görüntüler, Kızıldeniz’de bir dalıştan çekimler ve ender rastlanan bir genetik hastalık yüzünden 10 yıllık yaşam beklentisiyle doğan Hollandalı bir çocuğun onuncu yaş günü bulunuyor.

Filmde Türk izleyiciler de 10.10.10 tarihinde İstanbul’da çekilen karelere rastlayacaklar.

Dünyayı bir gün içinde tüm çeşitliliğiyle, trajedileriyle, çatışmalarıyla ve başarılarıyla olduğu gibi ele alan film, projenin amacı olan insanları hem farklı, hem de benzer yönleriyle birbirine yakınlaştırarak katılımcıların gelecekte de işbirliği yapmasını sağlamayı amaçlıyor. Böylece, iletişimden beslenen bir toplum oluşturmak hedefleniyor.

Yeryüzünde Bir Gün’ün Türkiye gösterimi 22 Nisan 2012’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde düzenlenecek.

15 Nisan 2012 Pazar

Altın Laleler Sahiplerini Buldu



Dün gece gerçekleştirilmiş olan festivalin kapanış töreninde Altın Lale ödülleri açıklandı. Gecede En İyi Film Ödülü, Emin Alper'in yönettiği Tepenin Ardı filmine verildi.

Ödül töreninin başında 31. İstanbul Film Festivali devam ederken hayatını kaybeden Claude Miller, Meral Okay ve Ekrem Bora anıldı.

Törende Radikal Halk ödülü'nü Albert Nobes aldı. Radikal Halk Jürisi'nin film ödülüne Zeki Demirkubuz'un Yeraltı filmi değer görüldü.

Fibreschi ödüllerini Uluslarası alanda Nejat Akın'ın yönettiği Uğurlu Tepeler filmi alırken, Ulusal Yayıncılık dalında Tepenin Ardı filmi ödüle değer görüldü.

İlk özel mansiyon ödülü (Sinemada insan hakları ödülü) Memleket filmine, ikinci özel mansiyon ödülü Öteki Tarafa Yolculuk filmine, Face ödülü ise Sadece Rüzgar filmine verildi.

ALTIN LALE ÖDÜLLERİ
En iyi film: Tepenin Ardı
En iyi yönetmen: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
En iyi erkek oyuncu: Engin Günaydın (Yeraltı)
En İyi kadın oyuncu: Sanem Öge (Şimdiki Zaman)
En iyi kurgu: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
En iyi senaryo: Tepenin Ardı
En iyi görüntü yönetmeni: Türksoy Gölebeyi (Yeraltı)
En iyi müzik: Mustafa Biber (İz-Reç) / Mustafa Biber'in ödülünü alırken, "Emek Sinemasını unutmadık değil mi?" sözleri alkışlandı.
Onat Kutlar - jüri özel ödülü: Tayfur Aydın (İz-Reç)
Altın Lale Uluslarası Film Ödülü: Yalnız Gezegen (Julia Loktev)
Jüri özel ödülü: Oslo 31 Ağustos (Joachim Trier)

10 Nisan 2012 Salı

İstanbul Modern, Dünya Sanat Günü’nü kutluyor!

İstanbul Modern, Dünya Sanat Günü’nü kutluyor. 15 Nisan Pazar Dünya Sanat Günü’nde İstanbul Modern’i saat 22’ye kadar ücretsiz olarak gezebilir, müze deneyimini gece yaşayabilirsiniz. Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ın, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Türkiye’nin önerisiyle 2012’den itibaren Dünya Sanat Günü olarak kutlanması UNESCO’ya bağlı Uluslararası Sanat Birliği tarafından kabul edildi.



15 Nisan Dünya Sanat Günü’nde İstanbul Modern’in La La La İnsan Adımları: Boijmans Van Beuningen Müzesi Koleksiyonundan Bir Seçki, Dünden Sonra ve Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar başlıklı sergileri saat 22.00’ye kadar gezilebilir. Saat 16.00’da İstanbul Modern Sinema’da Kanadalı dans kumpanyası La La La Human Steps’in ünlü performansı Amelia gösterilecek. Saat 17.00’de sahne sanatları, dans tarihi ve kültür kuramları uzmanı Bedirhan Dehmen, La La La Human Steps’in çalışmalarını yorumlayacak.


La La La İnsan Adımları: Boijmans Van Beuningen Müzesi Koleksiyonundan Bir Seçki, 1849 yılında kurulan, Hollanda’nın dünyaca tanınmış Boijmans Van Beuningen Müzesi’nin Direktörü Sjarel Ex’in, koleksiyonlarındaki 140 binin üzerindeki yapıt arasından İstanbul Modern için hazırladığı özel bir seçkiyi içeriyor. Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında gerçekleşen sergi, klasik dönem, modern ve çağdaş sanatın tanınmış isimlerini bir araya getiriyor. Sergide, farklı coğrafyalardan 28 sanatçının resim, çizim, yerleştirme, baskı, fotoğraf ve videolarından oluşan 53 çalışma bulunuyor.

Dünden Sonra sergisi, İstanbul Modern’in fotoğraf koleksiyonundan bir seçkiden oluşuyor ve 53 sanatçının 179 yapıtını içeriyor. Ayrıca 66 sanatçının 213 yapıtı da dijital ortamda gösteriliyor. Küratörlüğünü Engin Özendes’in yaptığı, Türkiye’de fotoğrafın modern ve çağdaş örneklerini bir araya getiren sergi, Osmanlı döneminden günümüze uzanan süreçte fotoğrafın teknik ve kavramsal gelişimini ortaya koyuyor. Bugünden geriye doğru bir akışla ilerleyerek, Türkiye’de fotoğrafın günümüzde ulaştığı noktadan 1800’lerin Pera’sına dek fotoğraf serüvenini ele alıyor.


Saat 16.00’da İstanbul Modern Sinema’da Kanadalı dans kumpanyası La La La Human Steps’in performansı Amelia’nın gösteriminden sonra, sahne sanatları, dans tarihi ve kültür kuramları uzmanı Bedirhan Dehmen saat 17.00’de topluluğun çalışmalarını yorumlayacak, çağdaş dans ve koreografi üzerine konuşacak. 1980’de Kanadalı koreograf Édouard Lock tarafından Montreal’de kurulan La La La Human Steps, dünyanın tüm büyük tiyatrolarında ve deneysel dans etkinliklerinde sahne aldı, ödüller kazandı. Dünya prömiyerini Montreal Uluslararası Yeni Sinema ve Medya Festivali ile 2003 yılında gerçekleştiren Amelia isimli performansın ABD’deki prömiyeri, 2004 yılında Tribeca Film Festivali kapsamında yapıldı.


Istanbul Modern Basin Bulteni

7 Nisan 2012 Cumartesi

Simon Pegg Twitledi

8 Haziran 2012de gosterime girmesi dusunulen Simon Pegg'in yeni filminin , A Fantastic Fear of Everything'in, ilk fragmanini twitter sayfasinda paylasti.


Simon Pegg filmi dediysek tamamen kendisine ait oldugu dusuncesi olusmasin kafanizda. Simon Pegg sadece filmdeki ana aktor. Filmin yonetmenligini ise Ingiliz grup Kula Shaker'in solisti Crispian Mills yapiyor ! Bu film ayni zamanda Crispian Mills'in yonettigi, yazdigi ve hatta yapimciligini ustlendigi ilk filmi. Muzik piyasasindan sinema dunyasina boylesine keskin ve buyuk bir gecis yapan bir kisi taniyordum suana kadar, o da Mahsun Kirmizigul.

Filmde Simon Pegg'in canlandirdigi Jack karakteri, paranoyak eski bir cocuk kitaplari yazarinin, suc romanlari yazma girisimininde basindan gecenleri anlatiyor. En cok hosuma giden kismi ise bu karakterin camasir makinesi korkusu. Kucuklukte adlandiramadigimiz sebeplerden oturu olusan bu tarz basit seylere olan korkuya bir gondermemi yoksa cidden boyle bir hastalik var mi arastirmak lazim.

- Fragman -


Dusuk butceli bir yapim olmasi ve yonetmenin yeni olusu belki bazi kisilerin beklentisini dusurebilir ama icinde Simon Pegg varsa ve hayrani iseniz bu kadari bile yeterli olacaktir.

Film hakkinda daha fazla konusabilmek icin tamamini gormeyi beklemekten baska da caremiz yok.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Sherlock Holmes : Bir Londra Polisiyesi

Ingiltere'nin BBC kanalinda 2010 yazinda ilk sezonu, 1bucuk saatlik 3 bolum ile gosterilmisti. Dizinin 2. sezonu ise bu yil Ocak ayinda gosterildi. Ve 2. sezon da ilk sezon oldugu gibi her biri 1bucuk saat olan 3 bolumden olusuyor. Yabanci dizilerin 40 dakika olmasina alisanlar icin bu sure garip gelebilir ama biz turkler daha iyilerini de gorduk. Gun boyu bitmeyen diziler sahidimiz olsun. 'E bak onlar da 1bucuk saatlik dizi cekiyormus, ne bu bizim dizi sektorunun aglayip sizlamasi' da demeyin' cunku iki sezon arasindaki sureye dikkatinizi cekiyorum bu cumle sonundaki nokta ile.

Peki Sherlock dizisini neden izlemeliyim diyenler soyle buyursun.

  • Sherlock Holmes hayrani olmak
  • Dr.House dizisini takip etmek
  • British aksanini sevmek
  • Londra cablerini (taksilerini) guzel bulmak
  • Polisiye turu sevmek
  • Hatta Behzat C. dizisini izlemek
Bu 6 sartin 2 veya 3u sizde var ise, bu diziyi izleyin, eksik kalmayin derim.
.
.

(foto duzenleme : CMD Graphic)
.