Gelelim konu kapağımıza. Sean Penn'in gülümsemeler saçtığı fotoğrafa bakarak bu filmin komedi olduğunu, "Milk" adını almasından dolayı da Semih Kaplanoğlu' nun (yumurta-süt-bal) üçlemesinin abd versiyonu olduğunu düşünmeyin. Neyse, daha fazla saçmalamadan film hakkında bir iki şey söyleyeyim.
Harvey Milk, tarihte bilinen ilk eşcinsel siyasetçidir. Bilinen dedim çünkü gizliden eşcinseller de olabilir aramızda. Eşcinsel oluşlarını bile kabullenmeler tam anlamıyla gerçekleşmemişken , sıradan vatandaşın ötesinde yönetici konumuna gelmesini, cinsel tercihini gizleme gereği duymadan, çevresinin bazen desteği bazen de kösteği ile belediye temsilciliğine yükselişini ve bir suikast sonucu öldürülüşünü aktarıyor. "ulan naptın? spoiler verdin bize" gibilerinden bir serzenişte bulunmayın, filmin sonunda öldürüldüğünü zaten başında da söylüyor.
"Sean Penn, ibnedir, bu yüzden de en iyi aktör oscarına aday gösterildi" diyenler olacak. Tamamen haksız da sayılmazlar hani. Son birkaç yılda baş roldeki eşcinseller hep aday gösterildi. Heath Ledger, Philip Seymour, Jake Gyllenhaal... Hatta Philip Seymour oscarı aldı da. Academy eşcinselliğe doymuş mudur bilmem ama Sean Penn bu filmde gerçekten güzel oynamış rolünü. Tabi benim bu filmdeki favori oyunculuğum, Sean Penn'in ilk aşkı olan James Franco.
Travis, James Franco ile biyiklari yorumlarina tamamen katiliyorum!! O neydi yahu?! :)
YanıtlaSilDaha yeni, dun gece izleyebildim bu filmi...Tam da dunku blogpostta amsterdam gay pride parade uzeri homofobiden bahsetmisken :)
Cogu Van Sant filmi gibi arada sirada fazla yogun ve hatta yavas, ama Sean Penn'in mukemmel oyunculuguyla insani aptala ceviren, cok cokk guzel bir filmdi bence...Tum kadro da harikaydi!