"Bir memleket gibidir gemi. Her şey düzenli ve kontrol altında olmalıdır. Kaidelere uyulmalıdır, kanunlara, nizamlara.. Ben de bu memleketin başbakanı gibiyim mesela. Her şey benden sorulur. Denize çıktınmıydı, bu küçücük gemi bi memleket gibi oluverir. Aslında bir başbakandan daha çok görevim var. Çünkü onun bakanları var, adamları var, falanı var filanı var. Benim yok. Bu gemide güvenlik de eğitim de sağlık da eğlence de benden sorulur."
Kaptanın da filmin başında bahsettiği gibi gemi onlar için ayrı bir devlet gibiydi. Düzeni ve kontrolü sağlamak da kaptan ve mürettebatın işiydi. İçtikçe acıkan, acıktıkça içen, içtikçe tekrar gerilen bir mürettebata sahip olsalar da iyi-kötü düzen devam etmekteydi. Taa ki o gemiye bir kadın sızana kadar.
"Şu küçücük gemide niye düzen bozuluyo be Kamil? Hee niye? Bi kız vardı, noldu?"
Yaratılışın başında dünya düzenliydi. Tek bir cins vardı, adam diye isimlendirildi, ilk adamın Adem oluşundan ötürü. Daha sonra "bu kadar düzen fazla iyi değil" diye düşünülmüş olacak ki ikinci bir cins yaratıldı. Ve onlar da kadın olarak adlandırıldı. Kadının yaratılışı değil tam olarak bu kaosu var eden, karşılıklı iki cinsin birbirine olan ihtiyac koşullarıydı asıl neden.
Tam da bu noktada Gemi'ye bir kadın girmiştir artık. O vakte kadar, kendi içerisinde adaletli ve düzenli yönetilen gemi, birden günahlar şehrine dönüşür. Kaptanın, halkından beklediği birbirine güven ve kollama artık yok olmuştur. Çünkü şehre kadın ile beraber artık zina girmiştir.
"Bu dünya iki şeyden yıkılacak. bi binadan, bi de zinadan."
Kadına herkes duyarlıdır gemide. Kıyıda köşede kadının görüntüleri ile kendi işini kendi gören Kamil, duruma göre kadını birbirlerine peşkeş çeken 2 mürettebat, kimseye vermediği viskisini kadın ile paylaşan Kaptan. Sadece viski ikramıyla kalmadığını düşündüğünden belki de kıza tecavüz edenlerin sayısını "en az 2 " diyerek kafa olduğu gecelerden kalma bir zinayı da kendinden beklemektedir. Belki de konu kadın olunca en sadığı olan Kamil'den de şüphelenmektedir.
"hatırlıyor musun?"
"hatırlıyom amına koyim. hiç iyi şeyleri hatırlamaz bu kotkafa"
ilerde yer yer tekrar bahsetmeyi düşündüğüm bu Gemide filmini, Barda filminin de yönetmenliğini yapan Serdar Akar yaptı. Oyuncu kadrosunda ise usta oyuncu Erkan Can, Haldun Boysal, Naci Taşdöğen ve Yıldıray Şahinler bulunuyor. İçerisinde bulunduğu bol küfürlerden ötürü filmi, Tvde izleme şansınızın sıfır olduğu düşünülürse, en yakın bir Dvd'ciden tedarik etmekte fayda var.
Seksist bir bakış açısı, 2 cinsin birbirlerine olan ihtiyacları değil aslında düzeni bozan, erkeğin tamamen id ile çalışıyor olması bence.
YanıtlaSildostum eline sağlık. yanlış anlama ama gözüme çarptı. son paragrafta yönetmenin adına serdar akan yazmışsın. serdar akar olacaktı. :)
YanıtlaSilbir de karı bakireyse nasıl orospu oluyor amına koyim? :)
@noranın gemisi
YanıtlaSilyazıları filmin bakış açısının ölçütlerine göre yazmıştım. maksat filmden bahsetmekse, fikirlerinden de bahsetmeli..
@cem10
parmak deilsek de 9 parmak olmanın bazı dezavantajları vardır :P
saol uyardığın için
Diyaloglar cok yerli yerinde filmde. Müthis.
YanıtlaSildiyorlar ki "çok küfürlü bir film"..
YanıtlaSilşunu diyebilirm, gözüme batan hiç bi küfür yoktu filmde. hepsi olması gerektiği yerdeydi. olması gereken yer fazlaydı orası ayrı:)
düzeni bozmakla kastım, kadının ortama katmış oldugu rekabet ya da ne bileyim herhangi bir muhabbeti kasdetmemiştim. kadının varlığı yetiyor erkeklerin kendi aralarında bir kadın için kapışma yapmasına:)
YanıtlaSililk cümlede noraya katılsan da sonun bana varıyor hacıto, bunu sen de biliyorsun :)
hadi kız orospu, ki bu ibneler bakireydi diyorlar. bakire kız nası orospu olur ben anlamadım gitti?? offf herşey karıştı.
YanıtlaSilneyse karı orospu siktik.herif pezevenk öldürdük.paralarını aldık.demezler mi "ulan siz misiniz bu kentin zaptiyesi".sikerlerrrr oğlum hepimizi sikerler!
:) sanırım gerçekten esrar içtikleri hakkında bir söylenti vardı ya da bi oyuncu söylemişti hatırlamıyorum. ama efsane bir film. lalelide bir azize'de güzeldir ama gemide ayrı güzeldir