Sözünü ettiğim onun içindeki şeytanlık elbette. Ve, Tanrım yardım et, onu bu denli çekici kılan da buydu. Ruhu benim için melek gibiydi; kişiliği ise, en azından gösterdiği kadarıyla şeytani. Kendime sık sık onun nelerden oluştuğunu sordum. Ve her gün farklı yanıtladım bunu. Irkla, çevreyle, kalıtımla, savaşla, yoksullukla, vitamin eksikliğiyle, sevgi eksikliğiyle, akla gelebilecek herhangi bir şeyle ya da her şeyle açıkladım onu. Ama hiçbiri yeterli olmadı o sanki bir 'insolite'ti.(olağandışı) Peki ben onu neden bir kelebek gibi iğnenin ucuna takmak zorundayım? Kendisi olması yeterli değil miydi? Hayır! Hayır yeterli değildi. Daha fazla, ya da daha az bir şey olmalıydı. Elle tutulur, anlaşılabilir bir şey olmalıydı.
Ve bune kadar aptalca geliyor: benim dışında herkes onun 'ne mal olduğunu' biliyor gibiydi. Benim içinse bir bilinmeyendi. Kendimi iyi tanıdığımdan bunun da kadınlarla aramdaki alışılmış durum olduğuna inanmaya çalıştım. Ulaşılmaz olanı nasıl da severim! O, bölünemeyen sayılar gibiydi. Karaköküde yoktu. Yine de, söylediğim gibi, başkaları onu okuyabiliyorlardı. Aslında, bana da anlatmaya çalışıyorlardı. Boşuna! Hep açıklayamadığım bir artan kalıyordu..."
Henry Miller-Insomnia

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder