Etkilerini daha çok psikolojik olarak hayatımıza yansıttığımız şu ekonomik kriz günlerinde 'Türk Sineması' kendi çapında rekor denemeleri yapmakta. Önümüzdeki 1yıllık dönem içinde yaklaşık 50 Türk Filmi sinemalarda kendine yer bulabilmek, sanatını izlettirebilmek için ciddi uğraş verecek. Filmlerimiz çeşit çeşit efendim: Korku, aksiyon, dram, tarih ne ararsanız bu sene göreceksiniz. Filmi çıkacak hatrı sayılı yönetmenlerimiz şunlar: Zeki Demirkubuz, Cemal Şan, Pelin Esmer, Ezel Akay, Yılmaz Erdoğan, Mahsun Kırmızıgül(kendisini kabul ettirdiğini düşünüyorum)...
Cem Yılmaz Tarantino tadında işler yapmaya devam ediyor. Tarantino ile tek benzerliği kült olmuş bir şeyler üzerine film çekmesi galiba...
Bu sefer kendisi bildiğiniz üzere kovboy rolünde. Kovboy olarak seksi Cem'i ortaya çıkardığı söylenmekte. Zira bir çok kadın yazaramız(en azından bir tanesi) Cem'in elindeki silahla ve o yan bakışları ile seksiliğini öne çıkarttığı görüşünde. Hokkabaz tadında naif bir film yapmadığı müddetçe en az 3milyon gişe garantisi var! (Bu arada birisi erken davranmış olsa gerek yahşibatı.info adında fake bir site açmış)
Çağan Irmak efendi Karanlıktakiler adlı filmi ile karşımıza çıkıyor.
Çağan Irmak'ın garip bir durumu var. Film için fazla reklam yapmıyor. Filmi ilk izleyenler yabancı turist görevi görüyor: Filmi izliyor, ciddi şekilde seviyor, arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatıyor. Film dalga misali kulaktan kulağa yayılıyor yurt çapında. Sırf bu dalga yüzünden Çağan'ın filmleri uzun süre sinemalarda kalıyor. Cem ve Şahan'ın aksine izleyici daha çok 2. 3. haftadan sonra salonları tam olarak dolduruyor. Babam Ve Oğlum'un 75, Issız Adam'ın 35 hafta gösterimde kalması bu durumun en iyi kanıtı. (Issız Adam 35, Recep İvedik2 18 hafta gösterimde kaldı.) (Gişe analizi)
Fragmanına göre şunu söyleyebilirim; muhtemelen diğer filmleri ile sağladığı gişe başarısını gösteremiyecek. Sanat filmi tadında, sessiz bir fragman izledim. Sanat filmlerinin gişe başarısı da ortada!
Yaklaşık 2 yıl önce idi... Herhangi bir film için sinema salonunda idik. 'Nefes' diye bi filmin fragmanı çıktı karşımıza. Fragmanı görür görmez kaçınılmaz olarak 'Full Metal Jacket'ten çakma' yaftasını yedi bizden. Aradan onca zaman geçti ama film bir türlü vizyona girmeye nail olmadı! Filmin yönetmeni Levent Semerci. Kendisi önceleri klip yönetmenliği yapmış bir çok kez. Bu film için kendisini iyi yetiştirdiği ortada(fragmana bakarak söylüyorum). Fragmanlarını onlarca kez izlediğimi söyleyebilirim. İçinde bulunduğumuz konjonktür filmin gişesinin en az 1milyon olacağına işarettir kanımca.
Zeki Demirkubuz 'Kıskanmak' adlı filminin çekimlerini tamamladı, 6kasım vizyon tarihi için hazır hale getirdi. Sinemada bağımsızlar içinde yer alan Demirkubuz, bu filminde yapım şirketi ile çalışmış. Bu durumdan rahatsız olan sevenleri yok değil. Ancak filmin dönem filmi olması maliyetini yükseltti. Bu maliyetin karşılanması da gişe'de yakalanamayacağına göre, filmi pazarlayabilecek bir yapım şirketi farz olmuş. Kendisine en içten dileklerim ile başarılar diliyorum.
Fetih1453, Fatih Aksoy tarafından gerçekleştirilmiş gibi gözüküyor. Filmin bütçesi 10milyon dolarmış. E be kardeşim 10milyon bütçe ile nasıl bir fetih yapıcaksın merak ediyorum. Battal Gazi'den ileri gidemeyeceğin kesin. Hollywood desteği olmadan güzel bir filmin çıkacağına inanmıyorum. Ancak iyi bir pazarlama stratejesi ile, hatta bu stratejiye gerek kalmadan, filmin gişesinin iyi olacağı kanaatindeyim.
Yılmaz Erdoğan, BKM oyuncuları ile birlikte gerçekleştirdiği Neşeli Hayat filmi ile arz-ı endam edecek. BKM sayesinde liseli ve gerisinden gelen gençleri etkisi altına almış durumda. Öğrencilere Tatilya muamelesi yapmakta! BKM ye öğretmenler tarafından gezi tadında turlar düzenlenmekte. İş bu gençlerin yardımı ile sıkı bir gişe başarısı göstereceği kanaatindeyim. Bu filmin üstüne salt BKM projesi gerçekleştircekmiş bir de... Bu film ile de ortalığın tozunu alır!
Ülkemizin romantik asi beyefendisi Tuna Kiremitçi -ki kendisine çok büyük yakınlık hissediyorum yurtlarda büyümüş olmasından ötürü- de film işine el atıyor; Eskişehir'de geçen bir aşk hikayesi ve başrolde Melis Birkan ile... Kendisinin kısa filmi de mevcut.
Sektörde kendisine sağlam yer edindiğini düşündüğüm Mahsun Kırmızıgül hızını alamamış olacak ki yeni bir film ile geliyor: Aşk Tadında. Gerçi bu sefer yönetmenliği başkasına devrettiği söyleniyor. 'Tek bir alanda uzmanlaş kardeşim' çağrılarına kulak vermiş olsa gerek...
Ata Demirer gelen senaryoları pek beğenmemiş. Almış klavyeyi kendi senaryosunu yazmış. Bi de kendisine başrol vermiş. Eyvah Eyvah ismi ile 29Ocak'ta vizyona çıkma kararı almış, Yanında Demet Akbağ ile...
Aman Allah'ım! Dabbe2 geliyor! Hasan Karacadağ efendi korkutmayı salt seslere dayandırdığı yeni bir Dabbe indirecek... Sinema salonunda filmi yarıda bırakıp çıkanlara oldum olası uyuz olmuşumdur. Ama bu film bunu hakediyo be kardeşim. Olur olmaz yerlerde kritik yapmalar(misal, arkadaşları öldükten sonra vagonun üstünde yaptıkları gibi), sadece ses ile izleyiciyi ürkütmeye çalışmalar falan... Ne ulan bu!
Şahan ve Ata Demirer tarzında tv şovları ile ekranda kalmaya çalışan ama aksine pek de başarılı olmayan, buna mukabil radyo programı ile mükemmel bir işe imza atan Yavuc Seçkin, Das Borak karakteri ile Recep İvedik hayalleri peşine düşüyor. Das Borak, Almanyada yaşayan Türk şarkıcı kişiliğinde bir tip. İsmail YK tadında yani...
Polis filmi ile sinema tarihimizin en absürd filmine imza atan Onur Ünlü, Ahmet Hamdi TANPINAR'ın 'Beş Şehir' adlı romanını beyazperdeye aktarıyor. Murat Menteş tadında birinden nasıl bir roman uyarlaması çıkar ciddi merak içindeyim.
Tamı tamına 7adet Fransız, 2adet Türk filmi olmak üzere bir kaç adet de dizilerimiz de oynayan Cansel Elçin bu sefer yönetmen olarak karşımızda: Kampüste Çıplak Ayaklar. Filmin fragmanı 'The Fall 'tadında. Filmin de böyle bir tadı içermesini bekliyorum nedense!
Ufak bi düzeltme yapabiliriz belki. Onur Ünlü'nün son filminin, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mezkur eseriyle bir alakası yok. Yönetmenin açıklamasına göre "Bir polis, bir tezgâhtar, bir öğretmen, bir seyyar satıcı ve 11 yaşında bir çocuğun, ‘yaşamla, ölümle ve aşkla’ iç içe geçen hikayesini anlatıyor"muş film. Onur Ünlü'nün değişmez derdi olan 'ölüme karşı içinde bulunulan çaresizlik' temasının filme hakim olacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilNe guzel bi yazi olmus bu, insana hevesle hadi hadi dedirtiyor! Umarim Amsterdam'daki gurbetcilere yonelik hep Turk filmlerini vizyona sokan sinemada gosterime girer de, Istanbul seyahatlerini beklemek zorunda kalmadan izleyebilirim hepsini...En cok da Kiskanmak'i merak ettim...
YanıtlaSilEn çok Zeki Demirkubuz haberine sevindim, bu sonbahar bol filmli geçecek :)
YanıtlaSil@kristensenn
YanıtlaSildüzeltme için teşekkür.
beş şehir ismini duyunca aklıma gelen A.H.Tanpınar oldu açıkcası. bi kaç yerde de bu bilgiyi okuyunca yazdım...