30 Eylül 2009 Çarşamba

Sonbahar Film Haftası

İksv’nin 17 – 25 Ekim tarihleri arasında düzenlediği Filmekimi, sekizinci yılında; Cannes, Sundance, Venedik, Toronto, Berlin gibi festivallerin sunumu konumunda.

Sinemaseverlerin heyecanla beklediği Filmekiminde bu yıl 24 film gösterimde. Süresi dokuz güne uzatılan ‘sonbahar film haftası’ iki ayrı sinemada izleyicisiyle buluşmayı bekliyor.


Bu sene gala programında olan filmler ;

• Kim Kiminle Nerede / Whatever Works / Woody Allen / ABD


Woody Allen’ ın dört filmlik Avrupa turnesi bir New York filmi olan Whatever Works ile bitiyor.Başrolde 'Curb Your Enthusiasm' ve 'Seinfeld' dizilerinin yaratıcısı Larry David’ e Evan Rachel Wood eşlik ediyor.

• Zamanın Tozu/ The Dust of Time /Theo Angelopoulos / Yunanistan-İtalya-Almanya-Rusya


Angelopoulos’un 'Ağlayan Çayır’la başlayan üçlemesinin ikinci filmi, İtalya, Almanya, Rusya, Kazakistan, Kanada ve ABD’de geçen 20. Yüzyıla dair tarihi bir yolculuk.Yıllardır beklenen film, festivalin kaçırılmaması gerekenlerinden.

• Parlak Yıldız / Bright Star / Jane Campion / Avustralya-İngiltere


Cannes tarihinde Altın Palmiye kazanan tek kadın yönetmen olan Jane Campion’ ın en iyi filmi olarak atfedilen Parlak Yıldız da; 25 yaşında hayatını kaybeden İngiliz şair Keats'in yaşamını izliyoruz.Koku ve I'm Not There’den tanıdığımız Ben Whishaw ‘a Abby Cornish
eşlik ediyor.

• Aşkım / Chéri / Stephen Frears / Fransa-İngiltere-Almanya


1900'lerin başında Paris'te geçen filmde; zengin erkekleri baştan çıkarmasıyla meşhur 49 yaşındaki Léa (Michelle Pfeiffer) ile 19 yaşındaki deneyimsiz Fred' in altı yıl süren ilişkilerini anlatıyor.Rakibesi Charlotte'un oğlu olan Fred'i kadınlar hakkında bir şeyler öğrenmesi için kanatları altına alan Léa kendini Fred’e aşık olmaktan alıkoyamaz.

• Beyaz Bant / The White Ribbon / Michael Haneke / Almanya-Avusturya-Fransa



Bu yıl Cannes’da Altın Palmiye ve FIPRESCI Ödülleri’nin de sahibi olan film Filmekimi’ nin merakla beklenen yapımlarından.İzleyeni zorlayan, huzursuzluk kaynağı olan filmlerin yönetmeni Haneke; İsveçli usta yönetmen İngmar Bergman’a göz kırpıp, onun tarzında bir portre ile karşımızda. 1913-14 yıllarında Almanya'nın Protestan kuzeyinde bir köyde olan biteni izlediğimiz filmde; yönetmeninin ‘mutlak değerlerle kurulmuş sistemler terörizme yol açar’ tezini açığa çıkıyor.

•Hayata Çalım At / Looking for Eric / Ken Loach / İngiltere-Fransa-İtalya


Mayıs ayında Altın Palmiye için yarışan filmde; Manchester United’ın 1997’de futbolu bırakan efsane oyuncusu Eric Cantona’yı hayallerinde gören Manchester’lı bir postacının hikâyesini anlatıyor Ken Loach. Futbol aşkını betimlemiş gibi gözüksede dram ve komedi öğeleri ağırlıkta.

Festivalin gala gösterimi dışında göze çarpan filmleri ise şöyle;

• Kan Arzusu / Thirst / Yönetmen: Park Chan-wook / Güney Kore

2009 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanan filmin senaryosunun esin kaynağı Émile Zola'nın romanı Thérèse Raquin.Yapılan kan nakli sonrası vampir olan ve günah dolu bir yaşam sürmeye başlayan bir rahibin hikâyesini anlatıyor yönetmen. Kana susayan Sang-hyun'un kendine olan inancı iyice sarsılırken doğaüstü öğeler ile karşıkarşıyayız.
Hayranları arasında Quentin Tarantino’nun da bulunduğu Chan-wook’ un filmi kaçırılmamalı.



• Che 1 Arjantin / Che Part One:... / Yönetmen: Steven Soderbergh / İspanya-Fransa
• Che 2 Gerilla / Che Part Two: Guerrilla / Yönetmen: Steven Soderbergh / İspanya-Fransa

Cannes ve Goya Ödülleri’nde Benicio Del Toro’ya En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran Che’ de 7 yıl süren takıntılı bir araştırmanın sonucunu izliyoruz .Soderbergh ve Del Toro’ nun ortak yapımcılığını üstlendiği filmde Che'nin yaşamından üç farklı süreci, Küba Devrimi, Bolivya mücadelesi ve BM'de konuşma yapmak üzere New York'a gidişini içeren filmin ikiye bölünmesi kararı verildi.İlk bölüm 1956'dan başlayarak Che'nin Küba Devrimi'nde yükselişini ve başarısını anlatırken, ikinci bölüm; güce kavuşan Che'nin Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmasıyla açılıyor. Che ardından Bolivya'ya gidiyor ve dağlarda ki gerillalarla buluşmasına tanık oluyoruz.
İki farklı tempo akışı, iki farklı renk skalası, iki farklı görüntü oranı, iki farklı zamansal akış benimseyen iki bölümden oluşuyor Che.



• Cennet Batıda / Eden Is West / Yönetmen: Costa-Gavras / Fransa-İtalya-Yunanistan

Mülteci sorununu Odisseia destanının günümüze uyarlanmış bir versiyonu türünde bir kahramanlıkla anlatıyor yönetmen Gavras.. Geleceğe göz kırpan filmde; Ege’nin serin sularındayız.Batıya kaçan Elias ve arkadaşı sahil güvenlikten kaçmak için gemiden atlayıp kıyıya yüzüyorlar. Vardıkları yer, Cennet adında lüks bir tatil köyünün çıplaklar kampı. Elias serüveni boyunca Avrupa hattında , polisler, kamyonlar ve yabancılar arasından geçerek son durak Pariste buluyor.



• Gel Porno Çevirelim / Humpday / Yönetmen: Lynn Shelton / ABD

2009 Sundance’te Bağımsızlık Ruhu Jüri Özel Ödülü alan Lynn Shelton’ın filmi homofobiyle yakından ilgilenerek iki yakın arkadaşın amatör bir porno film yarışmasına katılmaya karar vermesiyle; yaşadıkları eşcinsel deneyimi, sınırların zorlanılması ve hatta yıkımları ekrana getiriyor .Komedi türünde özgün bir deneme olan film tavsiyeler arasında.




• Cennette Beş Dakika / Five Minutes of Heaven / Yönetmen: Olivier Hirschbiegel / İngiltere-İrlanda

2009 Sundance Film Festivali’nde Senaryo ve Yönetmen ödüllerini alan film; Kuzey İrlanda'nın yakın tarihini inceliyor. Deney, Çöküş filmleri ile tanıdığımız yönetmen bir dram sunuyor bizlere. 1975 yılı ile açılan film, İngiltere'yle birleşme yanlısı Ulster Gönüllüleri'nden 17 yaşındaki Alistair Little, 19 yaşındaki Katolik Jim Griffin'in katletmesi ile devam ediyor. İki hafta sonra Alistair tutuklanarak cezaevine gönderilir. Jim'in 11 yaşındaki kardeşi Joe, cinayetin tanığıdır. Yaşanmış olaylara dayanması filmin; en büyük yaslanma noktalarından.



• Ciddi Bir Adam / A Serious Man / Yönetmen: Joel Coen & Ethan Coen / ABD

Kara komedinin en özgün yönetmenlerinden Coen kardeşlerin bu son filmi; Toronto prömiyeri ardından Filmekimin’de İstanbullu sinemaseverler ile buluşuyor. 1967 yılında geçen filmde; fizik profesörü Larry Gopnik'in hayatı altüst olmuştur: Karısı Judith, onu iş arkadaşı Sy uğruna terk edecektir. İşsiz kardeşi Arthur hâlâ kendisine ait bir yaşam kuramamış,onun evinde yaşamaktadır. Oğlu esrar almak için, kızı da estetik ameliyat için Gopnik’ten para çalmaktadır. Profesör çıkış yolunu hahamların -dinin- bilgeliğinde arar.



• Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi / Capitalism: A Love Story / Yönetmen: Michael Moore / ABD

Muhalif Belgeselci Michael Moore Kapitalist Sistem sorgulamasına mizahi ve sivri dilli bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Eylül ayında dünya prömiyeri yaptığı Venedik Film Festivali’nin Gençlik Jürisinin seçimiyle Altın Aslancık ödülünün sahibi olan film de ‘Kapitalizm aşkının bedeli nedir?’ sorusunun cevabını arıyoruz.


Bunların dışında festivalde gösterime sunulacak filmlerin listesi ise ;

• İspiyoncu / The Informant! / Yönetmen: Steven Soderbergh / ABD
• Ay / Moon / Yönetmen: Duncan Jones / İngiltere
• Londra Nehri / London River / Yönetmen: Rachid Bouchareb / İngiltere-Fransa-Cezayir
• Dönüşüm / Don't Look Back / Yönetmen: Marina de Van / Fransa-Lüksemburg-Belçika
•Polytechnique / Yönetmen: Denis Villeneuve / Kanada
• İntikam Peşinde / Vengeance / Yönetmen: Johnnie To / Hong Kong-Fransa
• Cennetin Kapısında / Valhalla Rising / Yönetmen: Nicolas Winding Refn / Danimarka-İngiltere
• Şark Oyunları / Eastern Plays / Yönetmen: Kamen Kalev / Bulgaristan-İsveç
• 9 / Yönetmen: Shane Acker / ABD
• Altın Çağdan Öyküler / Tales from the Golden Age / Yönetmen: Hanno Höffer, Marculescu, Cristian Mungiu, Popescu, Ioana Uricaru / Romanya


Film gösterimleri Beyoğlu Emek Sineması ve 23 Ekim Cuma, 24 Ekim Cumartesi ve 25 Ekim Pazar günlerinde Cinebonus Maçka G-mall Sineması’nda olucak.
Biletler 3 Ekim’den itibaren Biletix’te satışa sunulacak. Kaçırmamanız dileğiyle.

Program bilgileri ve ayrıntılar için;
http://www.iksv.org/filmekimi_2009/

KONUK YAZAR: Meriç Yanarkol


2 yorum:

  1. "i'm not a man,i am Cantona"
    The King Eric Cantona'yı beyazperde de görmek şüphesiz heyecan verici.ülke içinde festival dışında da gösterime girmeyeceği için izlemek içinde bulunmaz bir fırsat bu.

    YanıtlaSil
  2. Bu seneki kuyruk inanılmazdı. İFF de bile bu kadar uzununu görmemiştim ben.Hem de program öyle ahım şahım bir şey değil.
    Humpday'i sabırsızlıkla bekliyoruz.

    YanıtlaSil