Jenna, on dört yaşında okulunda yer alan popülariteye doğru gidip gelen bir genç kızdır. Tüm bu "genç kız" karmaşasının yanısıra bir de hayattaki tek dayanağı olan annesinin kanser hastalığına yakalandığı ortaya çıkar. Bu durum onda büyük bir korku yaratmasının yanı sıra hiç sevmediği anneannesiyle bir arada yaşamaya başlamanın zorluklarını da getirir. Bir de aklından çıkaramadığı Sakke vakası vardır üzerinde. Ona göre okulundaki en çekici erkek olması ile birlikte, ulaşması en zor olanıdır. Sakke'ye ulaşmak için okulun popüler tipleriyle bir arada "takılmaya" başlar. Okulda adından çok sık söz ettiren Ullis ile tanışır. En yakın arkadaşının Ullis'e olan önyargılarını önemsemeden onunla arkadaş olan Jenna, annesinin zor anlarını, yeni kurduğu arkadaşlık ilişkileri ve sorunlu ilişki ağlarıyla atlatmaya çalışır.
Film için tam bir aile draması denebilir aslında. Popüler bir seyircisi olduğundan çok, az ve kemik bir kitlesi olduğunu söyleyebiliriz. İnternette yaptığım araştırmada birkaç sinema sitesinde Onüç / Thirteen filmine benzetmeler gördüm. O filmi izlemedim ama izleyenlerden bildiğim kadarıyla çok bir alakası olmadığını söyleyebilirim. I taket lyser stjärnorna, IMDB'de aldığı 6,7 puanla ve ödülleriyle, 2009 İsveç sinemasının en gözde filmlerinden biri.
Dram filmi dediğimiz şeye bir Çağan Irmak gözü ile bakıyorsanız eğer, bu filmin size göre olmadığını açık yüreklilikle söyleyebilirim. Filmde "ağlak" öğe dediğimiz çok fazla öğe olmasına rağmen, yönetmen Lisa Siwe bunu seyirciyi ağlatmaktan çok etkilemek için kullanmış ve kendi adıma çok da başarılı olduğunu söyleyebilirim. Filmin konusundan bahsettiğimiz zaman anahtar kelimelerde, on dört yaş ergenliği, kanser bir anne, sorunlu bir ilişki ağı ve çekilmez bir anneanne yer alsa da, bu film sanılan teenage drama filmlerinden kesinlikle değil.
Jenna babasını hiç tanımamış olmasından ötürü annesine çok düşkündür ve annesi birçok annenin yanı sıra bir arkadaştır onun için. Çünkü kendisinin de zamanında bir "annesi" olmuş ve üzerindeki baskıdan o kadar sıkılmıştır ki çocuğuna aynı şeyleri yapmamaya yemin edip arkadaşça davranmıştır. Bu yüzden de Jenna annesine birçok insana göre daha bağımlıdır. Ve hastalığını öğrendiği gün derste bir not yazar kağıda: "If you are die mother, i'll take my life." Cebine sıkıştırıp koyduğu kağıtta annesi ölürse eğer kendi hayatından da vazgeçip onsuz bir hayat yaşayamacağından bahseder. Film ise aslında temelde bu dipnota dayanır. Özetlemek gerekirse eğer, istediğiniz şey etkileyici ve çok fazla seyirciye oynamayan bir dramaysa, bu filmi mutlaka izlemenizi öneririm. Her ne kadar on dört yaş bunalımını konu alsa da, I taket lyser stjärnorna, sevdiklerini kaybetmekten korkan her yaştaki insanın izlemesi gereken bir film.
"Eğer sen ölürsen anne, senin için yaşarım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder