Aşağıda okuyacaklarınız biraz sinema, biraz televizyon, biraz da
haftalık olaylarla ilgilidir.
- Johnny Depp hayranlarına müjde: The Tourist vizyonda. Filmin arka planında venedik var. Ön planında biraz Johnny biraz da Angelina var. 'Frank bir gün yolda giderken Elise ile karşılaşır. Bu noktadan sonra olaylar gelişir...' Güzel olur bu tarz filmler. Bir yerde turist olan kişi için bilgi kaynağı olur ki en sevdiğim özelliği de budur. Bir şehre gitmeden önce filmine bakarsınız. Daha da büyülenir, gidince daha daha büyülenirsiniz. Misal Before Sunrise-Before Sunset'in hatrına Viyana daha güzel olur sizin için, her ne kadar o kadar da güzel yer olmamasına rağmen:)
- Narnia Günlükleri'nin 3. bölümü bugün girmiş sinemalara. İlk film, küçük veletin koca prensesten Turkish Delight istemesiyle beni tav etmişti film. Gerçek şu ki, çok da tav olunacak bir film değildi. Görsel efektlerin bayağılığı, izleyicinin sahnenin kurmaca olduğunu direk anlaması filmin en kötü yanlarıydı. Büyülemiyordu en basitiyle. Yeni film nasıldır sanırım bunu bilemeyeceğim. İzlemem yok bu filmi. Beni ilk filmleriyle kaybettiler. Asıl mesele Yüzüklerin Efendisi. Adamlar çok da örneğin olmadığı bu fantastik sinemada çıtayı öyle bir noktaya koydular ki başka bir filmin o noktayı çıkması çok ama çok zor.
- Prensesin Uykusu Çağan Irmak'ın en son filmi ve en iyi filmi. Çağan Irmak filminin reklamını yapmamız için bizi galaya davet etmişti. Çıkışta elimize rüşvet babında bir de günlük tutturmuştu. Görünen o ki işimizi iyi yapamamış. İşimiz neydi bizim: Kulaktan kulağa filmin reklamını yapmak. Bu Çağan Irmak'ın kullandığı bir yöntem haline geldi. Babam ve Oğlum'da olsun Issız Adam'da olsun ilk haftasında 30bin dolaylarında kişiyi sinemaya çekmişlerdi, son gişe rakamlarıysa milyonlarla ifade ediliyordu. Ancak bu yöntem Prensesin Uykusunda tutmadı. Sebep olarak bu sefer güldürmesini gösterebiliriz. İnsanlar Çağan Irmak'tan güldürmesini beklemiyor demekki. Bu işi zaten Cem, Şahan, Ata yapıyor, Çağan da bizi ağlatsın istiyor seyirci. Ne zaman ağlatırsa bizi, bu adamın gişe başarısı iyi oluyor zira.
- Av Mevsimi: Şener Şen'in oynadığı veya Yavuz Turgul'un yönettiği film olarak değil; Cem Yılmaz'ın oynadığı film olarak hatırlanacaktır. Şener Şen çok pasif oyunculuk sergilerken Yavuz Turgul'un da en iyi filmi değil. En iyisi Cem Yılmaz olan bir filmdir. Bu da filmi iyi yapıyor tek başına.
- Yeni taşımız hayırlı olsun gençler: Molotof Kokteyli. Geçen yıl iett otobüsüne molotof kokteyli atarak içindeki bir genç kızın ölmesine sebep olan genç, taş atan çocuklar yasasından yararlanarak ceza almaktan kurtulmuş. Yine Ogün Samast efendi de bu yasadan yararlanıyormuş galiba. Zaten olayı 18 yaşından önce işlediği için en fazla 3 yılla cezalandırılacakmış. Galiba bu noktada Samast için en iyi ceza bu olayın zaman aşımından düşmesidir. Böylece 30 yıl tutuklu kalabilir. En temizi!
- İngiliz Öğrencilerin polisle çatışmasına, protestolarına anlam veremiyordum. Piç herifler daha neyiniz eksik diyordum. Ta ki 9 bin sterlini duyana kadar. Nedir bu 9bin sterlin? Üniversite harç paralarının yeni fiyatı. Yani üniversitede okumak istiyorsan, 9bin sterlini vereceksin. Yuh ki ne yuh! 9bin sterlin nere, 260 lira nere...
- Öncelikle belirteyim: Kesinlikle polis şiddetini mazur görmüyorum. Ama şunları da görmek lazım: Ordaki öğrenci profilinin halihazırda devletle çatışmayı hayat tarzı haline getirmiş insanlar olduğu açıktır. Yaşam alanları devletle çatışmaktır. Her ne kadar çıkıp yaygara yapsalar da devleti ortadan kaldırmadıkları sürece çatışmaya devam edeceklerdir. Bu sefer yanlarına önemli medya kuruluşlarını da almışlar. Kardeş havasına büründüler. Bunun çok ironik olduğu kanaatindeyim. O medya kuruluşları düzenin sömürücülerinin sahip olduğu medya kuruluşları. Bu yaşanan olaylar o medya kuruluşları için daha çok sattıracak gündemden başka bir şey değildir. 1-2 hafta sonra yeni bir daha çok sattıracak gündem malzemesi çıkacak bu olaylar da çözülmeden sonuçlanacaktır. Ekranlar 1-2 hafta profesörler doçentler fikirlerini çarpıştıracak. Olay bir nokta da yeni gündemle şak diye kesilecek. Hocalarımız bu sefer yeni gündemle ilgili konuşmaya başlayacak...
- Bir de ironik olan diğer bir konu var: Üniversitede çatışan öğrenci profilindeki öğrencilerin yüzde 1-2 kayıpla sisteme kaydolması. İşin içine para girince her şey değişiyor. Paranın satın alamayacağı şey cidden yok!
- Televizyona çıkıp iyi aile çocuğu numarası yapanlara çok pis uyuz oluyorum. Özellikle Beyaz ve Acun'a. Acun'un foyası ortaya çıktı. Beyaz'dan da bir pislik bekliyorum.
Şu cümleyi anlayamadım:
YanıtlaSil"Üniversitede çatışan öğrenci profilindeki öğrencilerin yüzde 1-2 kayıpla sisteme kaydolması."
Tartışma çıksın diye ya da derin manasını, "ne demek istedin kardeşim"ini sormuyorum. Cidden anlamadım hangi sisteme kaydoluyorlar ve neden kaydolmamışlar?
(bu çatışkan öğrenci profilinden çok uzağım da, hiç tanışmadım bunlarla)
çatışan öğrenci profilinden kastım şu an işleyen, en genelinde ekonomik sistemle sorunu olan öğrenciler. bu varolan ekonomik sistemle çatıştığını söyleyen ve herşeyin beleş olmasını isteyen en genelinde sosyalizmin komunizmin hakim olmasını isteyenler. iş bu kişiler okul hayatı bitip aile yuva kurduktan sonra çatışmayı kesip bu sisteme dahil oluyorlar.
YanıtlaSilbudur demek istediğim.
umarım anlatabilmişimdir:)
Ha tamam ya. Orda hiçbi sıkıntı yok, her ergen bir gün büyüyüp yaşadığı dünyanın hakikatine vakıf oluyor. O vakte kadar kalplerini kırmamak lazım sanırım.
YanıtlaSilAcun'un hangi foyası meydana çıkmıştı; merak ettim.
YanıtlaSil@Burak Özkan: dostum nasıl duymazsın hiç mi magazin izlemiyorsun:)
YanıtlaSilsen tut, bu acun, o kadar para kazandıktan sonra karını aldat..)
@hevesli bardak: kalplerinin kırılmaması polisin kavga çıkarmasına bağlı!
@hacitokankoli: çağımızın olayı bilgisayar korsanlığı hacı.