New York Ünivesitesi (NYU)'nde, Starwars'un yapımcı/yönetmeni George Lucas ve eşi Mellody Hobson'un yaptığı bağışla, eski öğrencisi Martin Scorsese adına Film Enstitüsü kuruluyor. Enstitü ile geleneksel sanat kavramı muhafaza edilip, yeni kurulacak olan Virtual Production Center (Sanal Üretim Merkezi) ile de sanatın geleceğinde önemli rol oynamak isteniyor.
Martin Scorsese Virtual Production Center, doğu
yakasındaki ilk akademik sanal prodüksiyon tesislerinden biri olacak ve NYU
Tisch'i sinema sanatları eğitiminde küresel bir lider haline getirecek. NYU
Tisch öğrencilerinin bu yeni teknolojinin öncüleri olmalarını sağlayarak,
onları film ve televizyon endüstrisindeki en iyi kariyerlere hazırlarken, aynı
zamanda sahne sanatları, tasarım ve dans alanlarında eğitim ve işbirliği
fırsatlarını genişletecek.
SANAL PRODÜKSİYON ve FİLM YAPIMININ GELECEĞİ
Lucas Film'in The
Mandalorian ve Scorsese'nin The
Irıshman filmlerinde de kullanılan bu teknolojinin öğretilip
yaygınlaştırılmasıyla film yapım sanatının değiştirileceği tahmin
ediliyor.
Peki bu
sanal üretim neyi ifade ediyor?
Sanal prodüksiyon, fiziksel ve dijital dünyalarda geçen sahneler oluşturmak
için oyun motoru yazılımı, grafik kartları, AR ve VR kullanıyor. Oyuncular ve
yönetmenler, post prodüksiyon yerine gerçek zamanlı olarak görsel efektler
yaratan sanal bir ortamda çalışacaklar. Oyuncular, çevrelerine doğal bir
şekilde tepki verebilir ve yönetmenler sahneleri, çekimleri hassas bir şekilde
planlayabilir, son ürünü kamerada görselleştirebilir ve öğeleri kolayca
manipüle edebilecekler. Post prodüksiyon maliyetlerini ve yerinde çekim yapma
ihtiyacını azaltmak için manzaraları yeniden şekillendire bilecekler.
Örneğin, The Mandalorian , yüksek çözünürlüklü bir LED
ekran kullanarak yapım sırasında oyuncuları canlı görüntülere çekerek gerçek
zamanlı olarak tüm dünyaları yaratırken, Scorsese'nin The Irishman'i başrol
oyuncularının daha genç göstermek için hareket yakalama da dahil olmak üzere
bir dizi son teknolojiyi kullandı.
Martin Scorsese: "Bu benim için çok özel ve dikkate değer bir onur.
Sevgili arkadaşım George Lucas'a, karısı Mellody Hobson'a ve bu onur için
onların olağanüstü kuruluşuna teşekkür ediyorum. Bu son teknoloji Enstitü,
mezun olduğum NYU'nun Tisch Sanat Okulu'nda olacağından iki kat daha fazla
mutluyum."
“Sinemanın teknolojik gelişiminin bu aşamasında, her yönelime ve takıntıya sahip film yapımcıları her türlü nedenle dijital değişimi kullandığında, sanal üretim ileriye doğru bir kuantum sıçramasını temsil ediyor. Çalışırken görselleştirmemizi sağlar. İster hayali bir dünya yaratıyor olun, ister geçmiş bir dünyayı yeniden yaratıyor olun, sanal üretimin hızı, yarattığımız şeyi gerçek zamanlı olarak görmemizi sağlar. Onunla düşünebiliriz. The Irishman'de , gelecekte sinema yapan herkes için çok önemli olacak bu değerli yeni araç olmasaydı ne yapardım bilmiyorum."
(The Irishman) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder