Korku türünde film yapmanın zorluğundan Longlegs filmi yazısında bahsetmiştim. Longlegs filmi kimilerince bu senenin en iyi korku filmi diye sunulsa da değil. Smile 2'nin vizyonu beklenirken bu erken yargıya gerek yok. Ama en azından mevcutta ondan daha iyi olan bir yapımın varlığı aşikar çünkü; Oddity.
Damian McCarty, ilk uzun metraj filmi olan "Caveat"ta seyirciyi bir kapının hafifçe aralanması gibi basit bir sahneyle bile tedirgin etmeyi başarmıştı. Aynı sabırlı ve gerilim dolu anlatım Oddity'de de devam ediyor, fakat bu kez daha da rahatsız edici bir tonla. Her iki filmde de sahnenin ortasından bulunan nesnelerle germeyi başarıyor. Caveat filminde cam gözlü bir tavşan vardı, bunda ise tahta bir adam.
Film çok güçlü bir açılışla başlıyor ki bu sahnedeki gerilimi en son Nactornal Animals filminde tatmıştım. Dani (Carolyn Bracken) şehir merkezinden uzakta, taş bir kır evinde tek başına iken çalan bir kapı ve kapının arka tarafında tek gözü cam olan olan vahşi bakışlı bir adam. Dani'nin kocası geceleri çalıştığı için kendisi evde yalnız olduğundan kapıyı bu yabancıya açmıyor tabi ki. Ama onunla konuşmaktan da geri durmuyor. İşte bu sekanslı bir başlangıç bizi gergin bir şekilde filme bağlamaya yetiyor.
Daha sonra film 1 yıl sonrasına atıyor hikayeyi. Dani'nin öldürülmüş olduğunu, üzerinden geçen 1 yılın ardından kocasının yeni bir aşka yelken açtığını görüyoruz. Her şeyi normale döndürenler var iken Dani'nin ölümünü hala unutmayan tek bir kişi var, o da Dani'nin tek yumurta ikizi Darcy.
Darcy, gözleri görmeyen ve ailesinden kalan antika mağazasını işleten bir kadın. Bunun yanında metafizikle uğraşan ve eşyaları konuşturduğunu iddia eden biri. E öyle bir gücün var ise bu cinayetin müfettişliğini de yürütürsün elbet. Tek ihtiyaç; konuşturacak doğru eşya. Bunu da elde ettikten sonra elinde koca bir tahta adam maketiyle ölen kardeşinin eski kocasının evine ziyarete gidiyor. Ve ikinci gerilim perdesi bu noktadan sonra başlıyor.
Paul McDonnell tarafından tasarlanan tahta adam, filmin en önemli gerilim unsuru. Gece boyunca masanın ucunda oturuyor ama bazen olması gereken yerde değil ve bırakılan sabitlikte de olmuyor. Bu değişim bize yaklaşmakta olan olaylar olacağı gerilimini her daim taze tutuyor. Sahnede tahta adamın sürekli varlığı bir anlatı modelidir. Klasik korku filmlerinde tehlike genellikle saklanır ve sürpriz şekilde ortaya çıkar. Bu da izleyici de refleksif bir korkuya neden olur. Ancak Oddity filminde tahta adam her zaman sahnededir ve dolayısıyla korku anlık değil, sürekli ve kaçınılmaz hale geliyor. Başta pasif bir obje olarak görülse de zamanla varlığı şüphe uyandırmaya başlıyor. Bu da etrafımızda yıllardır sabit duran eşyaların harekete geçip bize saldıracak hissini zihnimize yerleştiriyor. Bir zamanlar harekete geçen oyuncak beben Chucky gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder