Torba Suat: Niye böyle oldu be abi? Ben çok sevmiştim be abi.O kadar mektup gönderdim insan bir cevap yazar. Benim günahım ne be abi?

Hacı: Bak koçum! Belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı. Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. Sevgililer...heh! Bizim olanlar ya da olmayanlar... Hepsi iz bırakır. Bu izler şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. Hepsi kalır! ama inan yeni izler de olacak. Yaşlıları düşün... Sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. Ama öyle değil. Ne kadar acı çekersen çek şunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer... Ressam olur bazıları başkalarının kalbini kazıya kazıya, ya da resim olurlar senin gibi; kazına kazına.




Suatı hayata bağlayan iki şey vardır ;futbol ve mahallenin güzel kızı Nurten.Babasından azar işite işite sürdürdüğü amatör futbol kariyeri ve herkesten gizlediği, içinde beslediği aşkıyla yaşama bağlanır Suat.

Mektuplar yazar, yazdığı mektuplara gözyaşlarını akıtır.Delikanlıya yakışır şekilde yaşar aşkını.Mahallenin o saf,naif kültüründen kopmadan taşkınlık yaratmadan kapı önlerinde yolunu gözler , onun olmasını bekler sevdiğinin.Bir gülücük mutlu etmeye yeter Suatı ve o gülücükle torba değil panter olur Suat.Lakin Nurten'in hiçbirşeyden haberi yoktur ve nadir olan konuşmalarında da her 'suat abi' dediğinde daha bir içlenir,köşesine çekilir Suat.Çünkü Suat anlatamaz derdini,utanır,sıkılır kendi hayal aleminde yaşar aşkını ama en nihayetinde bilir sevenlerin birbirlerine 'abi-abla' diyerek hitap etmediklerini.

Gün gelir takıma yakışıklı forvet Serkan transfer edilir.Mahallenin güzel kızı Nurten ilk gördüğü anda vurulmuşur Serkana.İdmanları izleme nedeni vardır artık Nurtenin.Küçük mahalledir sonuçta,öğrenir bir şekilde Suat bunu da.Ama dedim ya delikanlı adamdır Suat.Sevmeyi bildiği gibi çekip gitmeyi de bilir.Berduşlarla yata kalka alışır bu duruma , ilerde onun gibi olucağını bildiği Hacı alıştırır Nurtenin artık olmadığına belki de hiç olmadığına.Suat ise temelli olarak sevdiğinin düğününde anlar 'kapalı dükkana kira ödediğini',onca zaman içinde tek başına bir aşk yaşadığını.


İki tutkusu vardı Suat'ın.Biri yenge olmuş diğeri zor durumdadır.Aşkını kalbine gömer Suat, takımına odaklanır , Hacı abisinden miras takımın yükünü omuzlarında taşır sırtı yere gelmez.

Lig biter Esnafspor üst lige çıkar profesyonelleşir,mahallenin amatör topçularına yol gözükür.Suat artık takım arkadaşlarıyla vakit buldukça sokak arasında top oynuyordur ve semtin çocuklarına futbolu öğretmeye çalışırken anlar hayatın fena halde futbola benzediğini.

''Hayat futbola fena halde benzer. Futbol şahsi beceri gerektirir, değişmez o da ayrı konu. Ama aynı zamanda da toplu oynanan yani insanların bir takım halinde oynadığı bir oyundur.Hayatta böyle değil mi?... İstediğin kadar yetenekli ol iyi bir takımın yoksa havagazı, mantarlarsın. Hayat futbola fena halde benzer... ''

1 serzeniş:

Adsız dedi ki...

magnificent put up, very informative. I ponder why the other
experts of this sector do not realize this. You should proceed your writing.
I am confident, you've a huge readers' base already!


Here is my website - online casinos