Çok tutan bir tiyatro eserinin sinemaya uyarlanmış hali bu film diye bir girizgah yapıp uzun uzadıya yazı yazmak mümkün ama fimi izlemeye gidenlerin genelde yarısında çıkmak istedikleri gibi, yazıyı da okuyanların yarısında bırakacağı bir kritik olur. Ondan vazcaydım. Kısa tutmaya gayret edeceğim. 

Bu filme bir erkeğin eşiyle, kız arkadaşıyla falan gitmesi abes olur. Kadınların pek seveceği türden bir film değil. Erkekler ise bazı yerlerine ve tespitlere güleceklerdir. O da filmin adında verilen mesaj itibarıyla erkek muhabbeti olduğundan. 

Bu eserin tiyatroda çok tutması doğal çünkü hikayenin doğasında tiyatroya uyum var. Sinema perdesinde, tek mekanda sanki oyuncuların yanına kamera konmuşcasına çekilmiş bir film. Oyunculuklar biraz değil bayağı abartı. Bağıra bağıra söylenen replikler ise tiyatrodan alışkanlık olsa gerek. Eğer bu bir tarzsa hiç tutmadım, belirteyim. 

Filmin gişe sayısını çok merak ediyorum. Aynı zamanda yarısında çıkanların ortalama sayısını da. Kadroyu görüp de filme koşa koşa giden çok olmuştur ama sonrası sıkıntı çıkartmıştır. Sonuna kadar izledim filmi. Uykum gelmedi belki, yahut çıkmak istemedim ancak film ne zaman toparlayacak diye bekledim. O da olmadı. Vakit kaybı diyerek insanların emeklerini hiçe saymak istemem ama bu yazıyı okuyup da hala filme gitmek isteyen olursa, gerekli uyarıları ben yaptım diyorum.

Kötü bir deneme olmuş. Keşke hep tiyatro eseri olarak kalsaymış. 

2 serzeniş:

Mia Wallace dedi ki...

fragmanı hiç beğenmedim keşke hep oyun olarak kalsaymışşş :(

ekin dedi ki...

ben pek katılmıyorum ya. her ne kadar uykum da gelmiş olsa bir yerinde türk sineması için yeni bir şey bu benim gözümde. oyuna gitme imkanım yok ama tiyatro oyunu olduğunu aklımda tutarak izlediğimde her şey normal geldi. diyalogların ve hikayenin örülüş şeklinin kalitesi sorgulanabilir, ama tek mekan için kötü bi deneme değildi.