



Yeraltı yapımına geçecek olursak film genel itibariyle yeraltı
adamının düşüncelerinden kesitler sunmaya çalışmaktadır. Hatta o derece ki
Muharrem kendini bir sahnede “Yeraltından Notlar” okurken bulur. İzleyicilerin
Zeki Demirkubuz’dan beklediği romanın basit bir uyarlaması değil de Muharrem
karakterinin kendine ait bir dünyada durum ve olay silsilesi yaratabilmiş
olmasıdır. Zira romana bağlılığı sadece
Muharrem ile sınırlı tutabilmiş olsa Yeraltından Notlar adlı romandan
esinlendiğini söylemek doğru olurdu fakat film bu haliyle basit bir örnekten
öteye gidememektedir. Filmin diyalologları da eser ile paralellik gösterir.
Muharrem’in yemek sonrası yaptığı tirad filmin en çarpıcı noktasını
oluşturuyor. Yapımın bazı noktalarında da kopukluklar olduğunu söylememiz
gerek. Örneğin Muharrem’in arkadaşları ile ayrıldıktan sonra Madrid Hotel’e bir
şekilde gitmiş olması ve hayat kadını ile arasındaki muhabbetin sonraki
aşamalarında kendisine yönelttiği suçlamalar filmin esere bağlı kalmayı
istediği zorlama sahnelere örnek gösterilebilir. Zira romanda bu sahneler daha
detaylı ve mantığa uygun ilerlemektedir.
İzleyiciler nihayet sinema koltuklarına oturduklarında, beklediklerinin çok ötesinde bir film ile karşılaştılar. The Matrix, bir bilimkurgu/aksiyon filminin ötesindeydi. Felsefesi, altyapısı, mitolojik kaynakları, ilham perileri ve sembolleriyle, bir filmden fazlasıydı.
“The Matrix nedir?” sorusunun cevabı ilk filmde veriliyordu. Hem de Morpheous’ın sözleriyle: Gerçeğe karşı gözlerimizi kör etmek için önümüze çekilen sanal dünya… Gerçeğe ulaşmak için özgürlük mücadelesi veren karakterler, hepimizin yaşadığı dünyanın bir bilgisayar programından ibaret olduğunu iddia ediyordu. Her şey kontrol altında tutulmak içindi. Özgür olmak istiyorsak, bütün dünyevi zevkleri bir kenara bırakıp gerçek dünyanın peşine düşmeliydik.



THE MATRIX’TEN SONRA…
Film bittikten sonra hissedilen en belirgin duygu, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıydı. Gerçekten de bilimkurgu sinemasında bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.1. Sinemada dövüş sahneleri konusunda yeni bir çağ başladı. Uzak Doğu kökenli koreograflar Hollywood filmlerinin vazgeçilmezlerinden oldu.
2. Wachowski Kardeşler’in kamera kullanım yöntemleri dua gibi ezberlendi. Özellikle kamera etrafında bir tur atarken, donan ya da ağır çekimde hareket eden figürler seriyle özdeşleşti. Bu teknik daha sonra birçok film tarafından kullanıldı.

3. Üç filmin ardından piyasaya çıkan video oyunları, çizgi roman serisi, kısa animasyon filmler ve The Matrix felsefesini her biri kendince yorumlayan onlarca kitap uzun bir süre boyunca üçlemenin hayranlarını meşgul etti.
4. Seri aynı türde çekilen birçok filme ilham kaynağı oldu. Bu filmler arasında bu ay CNBC-e’de yayınlanacak Equilibrium da var.
5. The Matrix popüler kültüre adını altın harflerle yazdırdı. Ünlü sahneleri, parodi ve komedi filmlerinde defalarca canlandırıldı. Çizgi dizilerden The Simpsons, The Fairly Oddparents ve Family Guy da efsane seriyi kendi süzgeçlerinden geçirme fırsatını kaçırmadı.
ntvmsnbc.com
Seyfi Teoman ilk uzun metraj calismasi Tatil Kitabi ile Berlin Film Festivaline katilmisti. Son filmi Bizim Buyuk Caresizligimiz ile de Altin Ayi odulune aday gosterilmisti. Bu seneki istanbul Film Festivalinde de Altin Lale odulunu kazanan Tepenin Ardi filminin de yapimciligini ustlenmisti. Kisa bir zamana buyuk basarilar sigdirmis, gelecek icin buyuk beklentiler olusturmustu hepimizde.
‘İçinde yaşadığımız şehirden, ülkeden beslenen bir müzik yapıyoruz. Hiç birimiz Jamaica’da doğmadık.’
Derya Eke (Sattas)
Reggae müziğinin Turkiye'deki en önemli temsilcisi olan Sattas grubunun günlük hayattan ve sahnelerden hikayesini sunan bu belgesel 31 Mayis'ta saat 22.30'da Ghetto'da gösterilecek.Oncesinde tabii ki Sattas konseri var.
Müzikalitesi “alaylı” sınıfından palazlanmış olan Sattas’ın, okullu sınıfını sollayan performansı bir sene içerisinde bir çok otoritenin dikkatini çekti.
regici belgeseli, bir grubun içinde bulunan cevheri hissetmesi ve onu dışarı çıkartmak için üzerine gitmesinin kurgusuz en “günlük hayat” hikayesini barındırıyor. Bir grubun doğuşu, varoluşunu sorgulayışı, edindiği izlenim, kazandığı saygı ve beraberinde gelen şöhretin basamakları tüm çıplaklığıyla anlatılıyor.
regici belgeseli bir varoluş hikayesi, belgeseli izletirken öğrettiği reggae kültürü ise, Sattas’tan zevkli bir hediye.
Günlük hayatlarından kesitleri barındıran hikayede grubun ilerleyen durumunu sürekli sorgulayan ve yorumlatan bir anlatım dili hakim olması söz konusu. Sözlerin hakim olamadığı noktalarda ise sadece müziğin konuşacak olması, esas mesaja ne kadar yakın olduğumuzu gösterir nitelikte olacak.
Basin Bulteni
Reggae türüne adanmış bir geceye hazır olun!
Lee Scratch, Gregory Isaac, Bob Marley and the Wailers, Count Ossie gibi ustalara saygılarını sunmak üzere bir araya gelen SATTAS, yönetmenliğini Batu Akyol’un üstlendiği "REGİCİ – BİR MÜZİK BELGESELİ’nin ilk gösterimi ile Ghetto sahnesinde olacak!
Reggae türünün ülkemizdeki önde gelen temsilcilerinden SATTAS, hem canlı performansıyla hem de bu kültüre olan bağlılıklarını günlük hayatlarından kesitlerle anlatan "REGİCİ – BİR MÜZİK BELGESELİ’ gecesinde oldukça keyifli anlar yaşatacak...
Bir reggae grubunun tutkusunu en yalın haliyle hissettirecek belgeselin ardından caz, ska, dub ve erken dönem rock formları arasında gezineceğiniz başlı başına bir reggae gecesi yaşayacaksınız.
REGİCİ BELGESELİ, üyeleri Türk müzisyenlerden oluşan bir reggae müzik grubunun (SATTAS), yerel bar sahnelerinden, uluslararası festivallerde saygı gören ünlü bir müzik grubuna dönüşmelerini anlatan bir başarı hikayesi.
Türkiye’de neredeyse olmayan bir müzik türünün temsilciliğine soyunan SATTAS’ın yaşadıkları sadece türü tanıtmak adına değil... Hitap ettikleri gençlere farklı bir bakış şekli kazandırma dertleri var. REGİCİ BELGESELİ aslında bir varoluş hikayesi... Belgeseli izletirken öğrettiği reggae kültürü ise, Sattas’tan zevkli bir hediye...
REGİCİ BELGESELİ, her insanın içindeki cevheri hissetmesi ve onu dışarı çıkartmak için üzerine gitmesinin kurgusuz, en “günlük hayat” hikayesini barındırıyor. Bir grubun doğuşu, varoluşunu sorgulayışı, edindiği izlenim, kazandığı saygı ve beraberinde gelen şöhretin basamakları tüm çıplaklığıyla yönetmen Batu Akyol’un gözünden REGİCİ BELGESELİ’nde anlatılıyor.
REGİCİ BELGESELİ ve SATTAS’ın sürpriz konuklarıyla birlikte yer alacağı konser, 31 Mayıs Perşembe akşamı Ghetto sahnesinde!
İslam inancına göre Sırat Köprüsü ; insanların imanına ve eylemlerine göre geçip geçemeyeceği, geçerlerse cennete, geçemezlerse cehenneme gi...