"Bir gün bir çocuğa tutulursun. Sana parmakları ile dokunur. Ağzı ile dokunduğu derinde delikler açar. Ona baktığın zaman canın yanar. Bakmadığın zaman da yanar. Sanki birisi bir parça cam parçası ile seni kesip açıyor gibi gelir."
On beş yaşında çıplak Tracey Berkowitz’in bir otobüsün arkasındaki bir banyo perdesinin altında, kendini köpek sanan kardeşi Sonny’yi aramasıyla başlıyoruz filmi izlemeye. Tracey’nin yolculuğu bizi kentin karanlık yüzüne, duygusal açıdan bir çukur gibi olan evine, lisedeki sert ortamına, psikoloğuyla oynadığı kedi fare oyunlarına, erkek arkadaşı Billy Zero'ya ve indie rock fantezilerine götürür. Bir de Lance var tabii ki. Güya Tracey’yi kurtaracak olan ama sonunda onun başını belaya sokan Lance.
"İnsanlara bir şey olduğu zaman ışık saçarlar. Çünkü içlerine kazınmış bir fotoğraf vardır. Çünkü onlar oradadır ve siz değilsinizdir. Çünkü sizde sadece bir kısmı gözükür. Ve bir psikiyatrist de o tek parçayı yok etmeye çalışır." İçerisinde çok fazla kelime oyunu olan film aslında bir replik cenneti. Her sahnesini not alabileceğiniz nadir filmlerden biri olan The Tracey Fragments filmini üç ana başlığa ayırabiliriz. Daha filmin başında bizi karşılayan ve filmin bitimine kadar beynimize kazınan çiçek motifli banyo perdesi, kendini köpek sanıp ortadan kaybolan ve sürekli havlayışlarını duyduğumuz küçük kardeş Sonny ve elbette ki Tracey Berkowitz efsanesi Billy Zero. Ve aslında film için başlangıç ve bitiş sebebi de bu üç öğe desek yanlış olmaz.
"Tüm dünya kafanızın içindeyken neyin doğru neyin yanlış olduğunu nasıl anlarsınız ki?" Aslına bakarsanız baştan sona bir sorgu var filmde. Sürekli bir şeylere itiraz etme ve çözümleme hali söz konusu. Psikolog ile oynanan küçük kelime oyunları da bunu doğruluyor aslında. Filmde Tracey Berkowitz rolüyle karşımıza çıkan Ellen Page, Hollywood'un son yıllardaki en parlayan yıldızı olarak tanımlanıyor. En son Drew Barrymore'un ilk uzun metraj deneyimi olan Whip It'de ekran karşısına geçen Page, kariyerinde birçok başarılı psikolojik dram filmlerini de barındırıyor.
Psikolojik gerilimle dramı birleştiren ve bunu yaparken son derece başarılı olan nadir filmlerden biri The Tracey Fragments. Bölünmüş ekranları ve arşiv görüntüsüyle aynı zamanda da görsel bir şov sunuyor seyircisine. Psikolojik dram seyircileri bir yana, hayatıyla ilgili sorguları olan ve bir şeylere anlatılanların dışında çözüm arayanların kesinlikle izlemesi gereken bir film.
"Bir at düşse, ağzından bir telefon çıkar. At düştüğünde ayağı yaralanır ve artık işe yaramazdır. Böylece birisi onu vurur. Attan da yapışkan madde yaparlar. Makineler yapıştırıcıyı tüplere doldurur ve çocuklar da onları sıkarak kartların üstüne kağıt yapıştırmaya çalışır. Yapıştırıcı çocukların eline bulaşır. Çocuklar da yapıştırıcıyı yer. Böylece çocuklar at olur."
2 serzeniş:
Hemen bulup izleyeceğim :)
http://www.youtube.com/watch?v=b-TbdIKhvn4
horses!
Yorum Gönder