Önce yıllardır siyah-beyaz ayrımının yapıldığı ABD'de siyahi bir başkanın seçilmesi, ardından İzlanda'da kurulan geçici hükumetin başbakanı olarak eşcinsel bir kadının seçilmesi. Kişisel tercihlerden dolayı konulan engeller yavaş yavaş kalkıyor. Hatta bazen kişisel olmayan, yaratılıştan gelen özellikler sonucunda da engellerle karşılaşanlar var. Siyahiler bunun başlıca örneği.
Gelelim konu kapağımıza. Sean Penn'in gülümsemeler saçtığı fotoğrafa bakarak bu filmin komedi olduğunu, "Milk" adını almasından dolayı da Semih Kaplanoğlu' nun (yumurta-süt-bal) üçlemesinin abd versiyonu olduğunu düşünmeyin. Neyse, daha fazla saçmalamadan film hakkında bir iki şey söyleyeyim.
"Sean Penn, ibnedir, bu yüzden de en iyi aktör oscarına aday gösterildi" diyenler olacak. Tamamen haksız da sayılmazlar hani. Son birkaç yılda baş roldeki eşcinseller hep aday gösterildi. Heath Ledger, Philip Seymour, Jake Gyllenhaal... Hatta Philip Seymour oscarı aldı da. Academy eşcinselliğe doymuş mudur bilmem ama Sean Penn bu filmde gerçekten güzel oynamış rolünü. Tabi benim bu filmdeki favori oyunculuğum, Sean Penn'in ilk aşkı olan James Franco.