Kurenai No Buta / Porco Rosso

Anime 1930lu yıllarda İtalya'da hava korsancılığının tavan yaptığı bir dönemi ve ödül avcılığı yapan uçak savaşçılarının arasında geçenleri ve bu ödül avcılarından en önemlisi olan domuz Porco Rosso'nun hikayesini anlatmaktadır.Porco Rosso 1.Dünya savaşına pilot olarak katılmış olan ve en yakın dostunu bu savaşta kaybederken domuza dönmüş olan erdemli biridir.İnsan ırkına olan inancını yitirmiş,tanrının onu yalnız yaşaması adına domuza çevirdiğini düşünmektedir.Bununla birlikte şefkatli,duyarlı bir kişiliğe sahip olması ve kimseye boyun eğmemesi,yeteneğininde etkisiyle halk arasında tanınmasını sağlamaştır.Kırmızı savaş uçağıyla rüzgarda adeta resitaller sunan Porco Amerikalı hava korsanıyla çekişmesinin dışında İtalyan hava birlikleri tarafından da zorlanmaktadır.Kendi içinde kimlik sorunları yaşayan geçmişinin etkisini yaşamında her daim hisseden Porco'nun hava birliklerine cevabı nettir.

Porco Rosso:Faşist olucağıma domuz olmayı yeğlerim.

Bir insanın sevgisiyle tüm insan ırkını aklamasını ve kurbağa prens masalına benzeyen sonuyla Miyazaki'nin yapımları arasında en çok sevdiğim anime olmuştur.Miyazaki'nin uçaklara olan ilgisi ve sonrada açıkladığı üzere kendini gerçek hayatta domuza benzetmesi ve animelerindeki domuz karakterlerin kendisini temsil ettiğini belirtmesi sonucu bir nevi Miyazaki Porco Rosso'yu kendisi için yapmıştır.



Mononoke hime / Princess Mononoke

Kurtlar tarafından büyütülmüş olan bir kızın ormanı insanlardan korumak için giriştiği mücadeleyi ve bu mücadelenin içinde üzerindeki laneti kaldırmak için ona yardım etmeye çalışan anti kahraman Ashitaka'nın yaşadıklarını aktarmaya çalışan Miyazaki toplum ve doğa temasını bir kez daha kullanımıştır.Emelleri uğruna doğayı yok etmek isteyen ortaçağ insanlarının hem birbirleriyle hemde doğayla giriştikleri savaş ve ormanın ruhunun yok olması durumunda ekosistemin nasıl etkileneceğini vurgulamaya çalışmaktadır.Miyazaki'nin animenin içine işlediği kodamalar(Miyazaki külliyatında en çok sevdiğim karakterdir),doğanın ruhu,ashitaka'nın üzerindeki lanet gibi sembolik varlıklar animenin konusuna etki eder durumdadır.Örneğin film boyunca demir kasabanın hükümdarı eboshi'nin doğaya nedensiz yere olan öfkesi,prenses mononoke'nin insan ırkına olan nefreti her ne kadar insani duygular olsada bunların bizi kötülüğe ittiğini gözardı edemeyiz.Ashitaka'nın öfke ve nefret kontrolüde bundan kaynaklanmaktadır.Her ne kadar istediği herşeyi başaramamış olsa da laneti kaldırmaktan ziyade hem doğayı hemde doğaya zarar vermeye çalışan Eboshi'yi koruması doğa ruhunun yeniden doğmasından değilde olaylara karşı takındığı tavır nedeniyle üzerindeki lanetten kurtulmuştur.Bu yapımda da bir kadın kahraman vardır ve Miyazaki bununla ilgili erkeklerin zor bir durum karşısında bir nevi hayvansal içgüdüleri ile saldırıya geçtiğini, ama kadınların duygusal yapıları nedeniyle durumu anlayarak kabullendiğini ve bunun duygusal bir etki bıraktığını; ayrıca bir erkek olarak kadınların hareketlerinden ve davranışlarından etkilendiğini ve bu etkiyi yansıtmak için kadın karakterler seçtiğini belirtmiştir.
Ayrıca Miyazaki'nin çoğu filminin başlığında 'No' sözcüğü geçer. Beraber çalıştığı yapımcı Suzuki Prenses Mononoke'nin ilk adı olan Ashitaka'yı beğenmedi ve içinde no geçen adların daha çekici olduğunu söyledi. Bunun üzerine Miyazaki filmin adını Prenses Mononoke'ye çevirdi.


Howl's Moving Castle / Hauru no Ugoku Shiro

Miyazaki'nin Avrupa sinemalarından etkilenmiş ve Komşum Totoro'daki Totoro karakterinin batı masallarından animeye dahil ettiğini söylemiştim.Howl'a Moving Castle da batıya ait bir masalın Miyazaki eli değmesiyle oluşan bir anime.

Üvey annesi ve kardeşleriyle yaşayan Sophie'nin bir cadı tarafından 90 yaşında yaşlı bir kadına dönüştürülmesi ve bu laneti üzerinden kaldırmak adına çıktığı fantastik yolculukta Howl'un hareket eden kalesinde hizmetçi olarak çalışmaya başlamasıyla hikaye şekillenir.Yakışıklı,genç kızların ruhunu çalan,etrafındaki insanları etkilemekten zevk alan şımarık bir bireydir.Bu görünüş ve davranışların altındaysa esasında oldukça yalnız,başkalarının varlığına muhtaç birisidir.Ayrıca Miyazaki'nin diğer animelerindeki karakterlerinin aksine yaşına uygun davranmaktadır.Sophie ise yaşından daha olgun davranan yaşlı olduğunda Spirited Away'de ki yaşlı cadıya benzeyen fakat bu haliyle bile iyi olan birisidir.Miyazaki'nin yapımlarında mutlak kötülüğün olmadığından dem vurmuştuk birbirine benzeyen iki karakterin iki farklı yapımda iyi ve kötüyü canlandırması da bu nedenle göze batmıyor.Her bir karakterin içinde saf bir iyiliğin olduğunu hissediyoruz.Ayrıca Sophie'nin mutlu oldukça genç haline dönmesi ve Howl'a olan aşkının anlatımı oldukça muazzam.



Gake no ue no Ponyo / Ponyo on the Cliff

Kırmızı bir elbise giyen ve insan olmayı kafasına koymuş olan bir balık olan Ponyo bir gün karaya çıkar ve onu bulan 5 yaşındaki Sosuke tarafından bulunup bir kavanoza yerleştirilir.Zaman içinde ikili arasında arkadaşlık doğar.Diğer yandan Ponyo'nun babası kızının okyanusa,ait olduğu yere dönmesini ister.Çareyi dalgaları yollamakla bulan babaya direnen Ponyo yaşadığı kabasanın ekolojik dengesinin bozmuştur.Kasaba sular altında kalmıştır ve halk elbirliğiyle kasabayı kurtarmaya çalışırken Sosuke ve Ponyo arasındaki arkadaşlıkta bu zorlu zamanda perçinleşecektir.Doğanın ritminin bozulması ve insanların birbirlerine yardım etmesi ve daha derine inmeden yalın bir anlatım seçmesi yönüyle Miyazaki'nin Totoro ile birlikte çocuklara en çok hitap eden yapımıdır.Doğanın korunması ve denizde yaşayan varlıklara saygı gösterilmesi adına çocukları eğitmeyi amaçlayan H.Miyazaki bu yapımla çizgisinin dışına çıkmıştır.Bu nedenle çoğu izleyicisinin beklentilerini karşılamasa da doğaya gereken saygının gösterilmesi adına eğitimsel bir postmodern masal anlatımı olan Ponyo,Miyazaki'nin eserleri içerisinde önemli bir yer tutar.

Ayrıca bu yazıda üzerinde durmadığım Spirited Away yapımıyla ilgili daha önce ayrıntılı bir yazı yazmıştım.Ona buradan ulaşabilirsiniz.

4 serzeniş:

inferidii dedi ki...

harika!
çok teşekkür ederim.

noraashira dedi ki...

My neighbour totoro'yu unutmuşsun :)

Antipatik Yazar dedi ki...

Hayao Miyazaki animeleri ;)

ealturk dedi ki...

@noranın gemisi
yok yahu unutmadım iki bölüme ayırmıştım miyazaki animelerini ve birkaç yazı önce bahstemiştim zaten Totoro'dan :)