Brad Pitt'in başrolde yer aldığı F1: The Movie, daha vizyona girmeden önce beklentiler tavan yapmıştı: Brad Pitt'in dönüşü, gerçek pist sahneleri, Hans Zimmer'in müziği, Lewis Hamilton'ın danışmanlığı.. Liste neredeyse kusursuz bir paket vaat ediyordu. Ancak film beyazperdeye çıktığında geriye kalan şey hikayesi olmayan, hiçbir şey sunmayan koca bir reklam filmi. Öyle ki Shark Ninja burada da var. Bir Cambly eksik.
Filmin neden olmamışlıklarına değinmeden önce -olmayan- konusunu biraz anlatayım. Film, bazı sporları filmlerinin klasik formülünü takip ediyor: yaşını almış bir efsane (Sonny Heyes), hırslı ama disiplinsiz bir genç (Joshua Pearce) ve iflas etmek üzere olan bir takım (APXGP). Bu çerçevede takımın sahibi olan Ruben (Javier Bardem), eski bir yarışçı ve arkadaşı olan Sonny'yi (Brad Pitt) takıma alarak hem yatırımcılarına 'batmıyoruz' mesajı vermek, hem de genç pilotları Joshua Pearce'e (Damson Idris) mentorluk yaptırmak istiyor. Bu noktada Any Given Sunday ya da Ford v Ferrari gibi yapımların izinden gidip "eski kurt - genç aslan" çatışması devreye giriyor. Ancak film, olmayan dramatik gerilimi öngürülebilir klişeler üzerinden kurduğu işin şaşırtmaktan ziyade tanıdık bir rota izliyor. Öngörülebilirlikte bu filme benzer izlediğim son film Şampiyon Zebra filmiydi. Bir zebranın katıldığı at yarışını kimin kazandığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Gelelim hikayenin olmamışlığının ötesindeki diğer olmamışlıklara.Bir defa film haddinden fazla ürün yerleştirme içeriyor. Gerçek pistlerde çekildiği için bir Formula izleyicisinin maruz kaldığı tüm o reklamlara bu filmde de maruz kalınıyor. Gerçeklik algısını yaratması için hadi bu kısmı kabul edip cebimize koyalım. Ama bunun yanında Formula 1 organizasyonunu neredeyse kusursuz resmediyor. Yarışların politik ve tehlikeli doğası, milyar dolarlık sponsorların baskısı, takımlar arası hırs ve entrikalar filmde yok sayılıyor. Ütopik bir Formula 1 dünyası: herkes iyi, herkes vicdanlı, herkes empatik. Gerçek organizasyonun pisliklerinden arındırılmış bu yapay imaj, filmi bir sinema eserinden çok kurumsal tanıtım filmine çeviriyor.
Filmin diğer yanılsaması ise Brad Pitt'in canlandırdığı Sonny'nin yıldız gücü üzerine kurulmuş olması. Sonny karakteri hikayeye neredeyse kusursuz bir giriş yapıyor. Travmalarını aşmış, fiziksel olarak sapasağlam, karizmatik, bilge.. Onu yaşlanmayan, hata yapmayan,her daim çekici bir kahraman gibi sunuyor. Bu durum seyircinin kahramanın dönüşümüne tanıklık etmesini engelliyor, bir karakter gelişimine şahit olmuyor. Hafif bir gelişim diğer genç pilot olan Joshua da gözlemleniyor diyebiliriz sadece. 3.büyük karakterimiz olan Kerry Condon'un canlandırdığı takım mühendisi Kate, belki de filmin en çok ziyan edilen karakteri. Bir yandan takımın aklı ve teknik insanı olması gerekirken, aynı zamanda Sonny'nin flört ilgisine dönüşüyor. F1 dünyasında kadınların zaten sınırlı görünürlüğü varken, o önemli koltuğa bir kadını oturmanın verdiği ciddiyet ve cesaret, bu basmakalıp aşk hikayesi ile kayboluyor.
27 Ağustos 2025 itibariyle dünya çapında 607 milyon dolarlık hasılat yapmış bu filmin hiç mi iyi yanı yok peki? Var. Görsellik. Gerçek pistlerde gerçek araçlarla yapılan çekimler, 2 Oscar ödüllü besteci Hans Zimmer'in yüksek oktanlı müzikleri ile biraz pist deneyimi yaşatıyor. Araç şaselerine sabitlenen lensler, sürücünün yüzüne ani dönen açılar ile kamera yerleştirmeleri seyirciyi de o koltuğa oturtuyor. Ses ve görüntü dalında Oscar'a ciddi adaylıkları olacaktır bu yüzden. Ancak bunların hepsi duyusal hazdan ibaret. Duygusal yönden besleyemeyen film, izleyicinin kalbinde veya zihninde iz bırakmıyor. Filmi izlerken pistte gürültü kopuyor ama perde kapandığında akılda kalan sadece marka logoları ve Pitt'in parlatılmış sureti oluyor.
Daha önce Top Gun:Maverick ile Tom Cruise'a ikinci baharını yaşatmış olan yönetmen Joseph Kosinski'nin bu filmi Brat Pitt'e ikinci baharını yaşatacak mı bilmiyorum. Sunulan karizma imajını birçok filminde zaten görüyorduk. Ama F1:The Movie filmi Formula 1'i geniş kitlelere tanıtmak için etkili bir seyirlik olabilir, ancak gerçeklerini gizleyen yanlı bir tanıtımdan öte gidemez.
0 serzeniş:
Yorum Gönder