Trainspotting ve My Name is Joe filmlerinde oynayan ve iki başarılı yönetmenle ( Danny Boyle ve Ken Loach) çalışmış olan Peter Mullan’ın 1970 Glasgow’unda geçen “geçlik hezeyanda” türündeki filmi Neds, geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti. Ve bu hafta vizyona da girdi.
Trainspotting suç ile başlar, geri çekilme ile biter. Kişilerin neden o karakterlere büründüğüne değinmez. Günümüz anlayışındaki “çocuk okuyup kendini geliştirmeli ve iyi bir yerlere gelmeli” düşüncesinin dışına itilme yahut da dışını tercih etme nedenini fazla irdelemez. Neds de belki bu duruma sıkıca sarılıp buna cevap vermez ama Trainspotting’e nazaran çevresel faktörün önemini ve kişinin değişimindeki ve tercihindeki etksini biraz gösteriyor. Okulda başarılı bir öğrenci iken çevresinde gördüğü –ki çevresi ile kastım mahallenin serserileri- baskı ve olaylar sonucu kendisini abisi gibi neds ( non educated delinquents - eğitimsiz suçlular ) olmaya karar verir. "Hepinize Ned olduğumu göstereceğim" diyip çevresine hodrimeydan çekecek kadar. Bir Travis Bickle’ a dönüşüp etrafa şiddet yayacak kadar. Evet, ben John’u ne bir Trainspotting karakterine ne de This in England karakterine benzetiyorum. Onu Taxi Driver’ın Travis Bickle ına benzetiyor, buradan her ikisine de selam ediyorum.
İçinde İngiliz-iskoç gençliğini barındırdığı için Trainspotting’e, anlamsız şiddetlere yer verildiği için de This is England’a benzeteneler olsa bu film tam olarak bu değil. Bir İngiliz-iskoç gencinin yaşadığı evreleri göstermesi açısından ikisinin de kolajı diyebiliriz belki.
Trainspotting suç ile başlar, geri çekilme ile biter. Kişilerin neden o karakterlere büründüğüne değinmez. Günümüz anlayışındaki “çocuk okuyup kendini geliştirmeli ve iyi bir yerlere gelmeli” düşüncesinin dışına itilme yahut da dışını tercih etme nedenini fazla irdelemez. Neds de belki bu duruma sıkıca sarılıp buna cevap vermez ama Trainspotting’e nazaran çevresel faktörün önemini ve kişinin değişimindeki ve tercihindeki etksini biraz gösteriyor. Okulda başarılı bir öğrenci iken çevresinde gördüğü –ki çevresi ile kastım mahallenin serserileri- baskı ve olaylar sonucu kendisini abisi gibi neds ( non educated delinquents - eğitimsiz suçlular ) olmaya karar verir. "Hepinize Ned olduğumu göstereceğim" diyip çevresine hodrimeydan çekecek kadar. Bir Travis Bickle’ a dönüşüp etrafa şiddet yayacak kadar. Evet, ben John’u ne bir Trainspotting karakterine ne de This in England karakterine benzetiyorum. Onu Taxi Driver’ın Travis Bickle ına benzetiyor, buradan her ikisine de selam ediyorum.
2 serzeniş:
"my name is joe" ne güzel film idi.
trainspotting, bizim anayasamız.
Yorum Gönder