Her şehrin diğer şehirlere nazaran öne çıkan ve
insanları kendine çeken yönleri vardır. Tarih için Roma’yı, eğlence için
Amsterdam’ı, mimari için Floransa veya dinlenmek istiyorsanız da Ibiza gibi
şehirleri seçersiniz. Bunların hepsi bir arada olsun isterseniz de halihazırda
Barcelona var.
Katalan halkının şehri olan Barcelona günümüzde daha çok
şehirle aynı adı taşıyan Barcelona kulübüyle özdeşleşmiş olsa da tarihi ve
politik açıdan bundan çok daha fazlasına tekabül eder. İspanya yönetim
biçimiyle 17 özerk bölgeye ayrılmıştır ve Katalunya’nın başkenti Barcelona’dır.
1936-1939 yılları arasında süren İspanya iç savaşı sırasında Madrid ile
birlikte savaşın en önemli cephelerinden biri Barcelona olmuştur.
Avrupa’nın önde gelen şehirlerinden biri olan Barcelona’da
şehir planlaması şehrin siluetini ve mimarisini bozmayacak bir düzene sahiptir.
İspanya’nın en çok göç alan şehri özellikle Kuzey Afrikalı ve Hintli
mültecilerin akınına uğramış bulunuyor. La Rambla caddesi boyunca kurulan
restaurantların çoğunda Hintli ve Kuzey Afrikalı çalışanların yerel yemekleri
yaptıklarını görebilirsiniz.
1.5 milyon insanın yaşadığı şehirde metronun 6 ana hat üzerinden
çalışıyor olması sonucu pek trafiğe rastlamıyorsunuz. Öyle ki yerin altında
bambaşka bir hayat olduğunu söyleyebiliriz. Metro ağının bu derece sıkı olması
Barcelona’nın her köşesine en fazla 30 dakika içerisinde ulaşmanızı sağlıyor.
Metro ağının ana durağı da Passeig de Gracia’dır.
Barcelona’daki havalanına metro ile ulaşımı da bu durak üzerinden
sağlıyoruz. El Prat Havaalanı iki ana bölümden oluşuyor ve bu iki
bölüm arasında tren ve shuttle hizmeti sağlanıyor. Ryanair’in Barcelona’da
etkin bir rolü olması da Avrupa’nın bilumum bölgesinden şehre ucuz tarifelerle
ulaşım gerçekleştirmemizi sağlıyor. Roma’dan 20 Euro gibi bir ücretle
Barcelona’ya ulaşılabilir.
Şehrin mimarisine de Antoni Gaudi’nin sıradışı mimari aklı
ve becerisinin değmiş olması da turistlerin şehre rağbet etmesinin bir diğer
nedeni olarak gösterilebilir. La Sagrada Familia üzerine 40 yılı aşkın bir süre
çalışan Gaudi eserin sadece bir kulesi tamamlanmış iken La Sagrada Familia’nın
önünde bir tramvayın altında kalarak yaşamını yitirmiştir. La Sagrada
Familia’nın halen yapımı devam etmektedir ve finansman da yerel halkın desteği
üzerinden sağlanıyor. Gaudi’nin notlarına sadık kalınarak yapılan planlamalara
göre de öngörülen bitiş tarihi 2026’dır. Devasa bir yapı olması ve kullanılan
taşların ve malzemelerin el yapımı olması nedeniyle de turistlerin büyük bir
ilgisi vardır.
Ayrıca Gaudi, Eusebi Guell adlı sanayicinin desteğini alarak
Palau de Guell ve Park de Guell eserlerini de yapmıştır. Diğer önemli eserleri
ise La Casa Mila ve Battlo evidir. Özellikle Park de Guell, Barcelona’nın
tepe noktalarından Natural Park’in yanına yapılmıştır ve büyük bir alanı
kaplamaktadır. Şehrin tamamına hakim bir manzaraya sahiptir. Park de Guell’de
görülen benzersiz mimari ve kertenkele şehrin bir nevi sembolü olmuş durumda.
Şehrin geri kalan mimarisinde de Gotik akımın izlerini
görüyoruz. Özellikle de şehrin en önemli caddesi olan La Rambla ile Laietana
arasında varolan Barri Gotic (Gotik Köşe) bölgesi gotik mimarinin izlerini
taşır. La Rambla caddesi üzerinde sıralanan her ara sokağın da açıldığı farklı
köşeler ve cezbedici mekanlar vardır. Cadde üzerinde sıralanan sokaklarda
şehrin en iyi meyve ve et satıcılarına rastlayabilirsiniz. Ayrıca birbirinden
farklı yapılarda publar da bu cadde üzerindeki ara sokaklarda yeralır. Cadde
geniş ve sahile uzanan yapısı ile turistlerin ve satıcıların her saat
doldurduğu bir alan olma özelliğine sahiptir. Caddenin sonuna geldiğinizde ise
La Barcelonata bölgesi ve Akdeniz suları sizi karşılıyor olacaktır. Kasım ayı
içerisinde orada bulunmuş olmama rağmen sahili oldukça temiz diyebilirim.
Sahilin özellikle şehrin en önemli caddesinin bitiminde merkezi bir konumda
olması ve kumsal şeridinin de güneşlenmeye ve denize girmeye elverişli
uzunlukta olmasıyla halkın yaz aylarında sahili doldurduğunu düşünmek zor
olmasa gerek.
Mimaride olduğu kadar sanat alanında da önemli isimlerin
durak noktası Barcelona olmuştur. Salvador Dali, sürrealizmin babasıdır.
Eserlerindeki çarpıcı ve gerçeküstü imgelemelerle ün kazanmıştır. Ayrıca
Picasso da resim eğitimini bu şehirde almıştır ve her iki ressamın da adlarını
taşıyan müzelere turistlerin oldukça yoğun ilgisi mevcut. İç Savaş döneminde
George Orwell ve Ernest Hemingway gibi önemli yazarlar da Cumhuriyetçilerin
saflarında savaşa katılmıştır. Özellikle Katalan saflarında savaşan George
Orwell’ın savaş sırasında yazmış olduğu “Katalonya’ya Selam” adlı bir eseri de
bulunmaktadır.
Barcelona’da yemek kültürü de bir hayli gelişmiştir.
Anavatanı Valencia olan Paella yemeği her restaurantın menüsünde vardır.
Safranlı pilavın içine konulan 7 ayrı çeşit deniz mahsulünün tavada pişirilerek
servis edilmesinden oluşan Paella oldukça leziz ve ağır bir yemektir. Ayrıca
restaurantlarda ve publarda bulabileceğiniz mezelerin genel adı da Tapas’tır.
Bir çok farklı lezzette Tapas çeşidi bulunmaktadır. İspanyolların yerel içkileri
olan Sangria da Barcelona seyahati sırasında denenmesi gereken lezzetlerden
biridir. Şarap, meyve parçacıkları ve soda’nın bileşiminden oluşan bu içkiye de
Barcelona’da her mekanda rastlayabilirsiniz.
Yazının başında belirttiğimiz gibi Barcelona şehriyle aynı
ismi taşıyan Barcelona Kulübü, katalan halkı için bir gurur kaynağıdır.
İç savaş sırasında direnişin de bir ayağı olan kulüp sonrasında İspanya’da ve
Avrupa’da kazandığı başarılarla adından sıkça söz ettirmiştir. Kulübün stadı
olan Nou Camp futbola ilgi duyan turistlerin şehir haritasında es geçmedikleri
bir nokta olmuştur. Öyle ki Katalan halkına aitliği ile futboldan çok öte
sembolik bir anlam taşıyan kulübün mottosu da “ Bir kulüpten daha ötesi”
anlamını taşır. Kulübün müzesi de görülmesi gereken yerlerden.
Şehirle ilgili dikkat edilmesi en önemli noktalardan biri de
her metropol gibi Barcelona’da da sık sık turistlerin hırsızlık olaylarıyla
karşılaştığıdır. Yardım amacıyla dahi yanınıza yaklaşan kişilere güvenmemek
sizi her zaman tetikte ve güvende tutar.
Eğer zamanınız varsa ve kendinize bir rota arıyorsanız
Barcelona mutlaka haritada işaretleyeceğiniz noktaların başında gelmeli. Şehrin
atmosferi her daim kendinizi oraya ait hissetmenizi sağlıyor.
İpuçları ve Tavsiyeler ;
Şehri dolaşmak için en uygun ulaşım aracı metro. Birkaç
günlük kombine metro bileti almak daha avantajlı ama bileti aldığınız saate
dikkat edin zira günün son dakikalarında aldığınız bilet o günü de kapsıyor.
Eğer bira içmeyi seviyorsanız mutlaka Katalan birası olan
Estrella Dam birasını deneyin. Hem ucuz hem de içtiğiniz bir çok biradan daha
güzel.
La Ramblas caddesi üzerindeki Mercat de la Boqueria
Barcelona’daki en ünlü manavdır. Uğramanız tavsiye olunur.
Passeig de Garcia yakınlarındaki Garcia bölgesine de
uğramadan geçmeyin. Küçük caddeler, güzel yemek ve alışveriş alanları mevcut.
Eğer Akdeniz’e kıyısı olan bu güzel şehirde deniz
mahsullerini tatmak istiyorsanız da La Barcelonata’da aradığınızı bulacaksınız.
Taksim’in arka sokakları nasıl ki Tarlabaşına açılıyor ise
Barcelona’da La Ramblas’ın sol tarafında El Raval bölgesi bulunuyor.
Eskiden gasp ve cinayet fazla olmasına rağmen son dönemlerde daha tekin bir yer
haline gelmiştir. Hatta bu bölgede Anatolia adında bir Türk restaurantı da bulmak
mevcut. Demli çaya hasret kalırsanız uğramadan geçmeyin.
Barcelona’da iken Guia del Ocio adlı gazeteyi
alırsanız Barcelona’da bulunduğunuz dönemde varolan kültürel organizasyonlarla,
eğlenebileceğiniz mekanlara ait bilgileri bulabilirsiniz.
Barcelona ile ilgili Eserler:
İzlenesi:
Vicky Cristina Barcelona, Woody Allen
Biutiful, Alejandro Gonzelez Inarritu
Land and Freedom, Ken Loach
Okunası:
Carlos Ruiz Zafon – The Shadow of The Wind
George Orwell –Homage to Catalonia
Jeremy Holland- From Barcelona
Dinlenesi:
Manu Chao – Rumba De Barcelona
Freddie Mercury / Montserrat Caballe –Barcelona
Brazzaville – Barcelona