Bugün Zonguldak'ta amatörlüğümüzün kanıtı olacak biçimde her sene devam eden, ısrarla olan bir grizu patlaması yaşandı. Ölenler var. Ölenler var be! Ötesi mi var. Ölen birisi. Onun yakınları, eşi, dostu, çocukları...
Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski partisinin başkanının yalanlamadığı ve siyasetinde kullanmak için bir basamak olarak kullanırken hiç yüzünün kızarmadığı kaset olayının siyasi arenalarda kestirilemeyenleri olarak bilinen gerçek yansımalarından birisi vuku buldu. Kemal Kılıçdaroğlu Baykal'a rağmen olduğunu düşündüğüm biçimde aday oldu. Kılıçdaroğlu CHP başına geçebilir mi? Impossible is nothing!
Anayasa görüşmeleri devam ediyor. Alayına isyancı olmayıp, Adalet ve Kalkınma Partisinin de düzgün bir şeyler yapabilme ihtimalini sevenleri koruma ve yaşatma derneği olarak, sigara yasağı, OECD'de büyüme kaydeden tek ülke olmak, son sekiz yılın en iyi ekonomik yönetimini sağlayan kuruluş olmanın yanısıra, tam bir darbe anayasası olan ve toplumun branşlaşmış kesimlerinin birçoğunda "gilse de kurtulsak" denilen eski anayasanın değiştirilmesi konusunda, kusursuz bir şey arayan şeysiz kalır kuralı gözönünde bulundurularak, yaptığı çalışmalardan dolayı gelecekten umutluyum.
Bugün bir kişiye daha gazete okumanın usülünü bildiğim üzere anlattım. Hiçbir gazete yalnız başına bir haber vermiyor dostlar. Radikal ve Taraf, Milliyet ve Türkiye gazetelerinin dördünü de alıp masaya koyuyorsunuz, sağlam bir kompozisyon gücü ve ortalama üstü bir IQ seviyesi ile ülkede neler oluyor kestirebiliyorsunuz. Yeni Şafak ve Cumhuriyet binicinin fazla ucunda olduğu için tavsiye etmiyorum yeni başlayanlara.
Fenerbahçe stadında bir skandal yaşandı. Hani insandık? Empati diye bir kelime vardı hani? Ya sizin takımınızın başına gelseydi aynı olay, napardınız a dostlar? Dram yüklü, kabul ediyorum trajikomik kelimesi daha iyi karşılıyor, bir geceydi. Bursaspor'u bu vesileyle tebrik ediyorum. Bu şampiyonluk hikayesinin filmi çekilebilir. Çok da güzel olur tamam mı!
Selvi Boylum Al Yazmalım'a gitmek üzere, ortaokulda aşık olduğum kıza elimde iki bilet ve bolca Frigo sinema dondurması vaadiyle merhaba deme fikrini geliştirdim.
Bugün yine, Amelie Poulain'in hastalık hastası kadın ile birazcık az tahtalı, kayıt makinalı adamı birleştirme taktiğinin yandan yemişini uygulamamın 4. günüydü.
Açlık grevi yaptım tüm öğleden sonra. Gece saat 23.00 sularında bir arkadaş ve 5-6 otlakçıya çektiğim tonbalıklı lazanya ziyafetine kadar aç karna bu kadar düşünebiliyorsam iyi dedim birkaç kez. Kendi götümü kaldırdım indirdim.
Ezel adlı dizinin 20. bölümünden sonrasını izleyip final bölümüne yetişmem gerekiyordu. Üşendim ona, insanlarla konuştum netten. Henüz sakinleşmemiş olma ihtimaline karşı Fenerbahçelilerle pek konuşmuyorum. Lost dizisinin finaline yaklaşırken iyi ki böyle santim santim takip edenlerden olmamışım lan diyorum. Normal izleseniz ya la dizileri. Durdurup durdurup öküz altında kara duman görmek biraz manyakça.
Dün gece Leman Sam konserindeydim. Kadın sosyal sorumluluk projesi kapsamında gelmişti zaten. Kendisi sosyal sorumluluk projesi çıktı kadının. Kızının "komandante çe gavera" şarkısını yorumlaması esnasında bizim çe gaveramızın şarkısını hayal ettim. Süper olacak lan.
İstanbul'da olmak çok güzel.
1 serzeniş:
gazete okuma usulünü beğendim. alternatif olarak twitterdan çarpışan köşe yazarları takip edilebilir. ellerini gazeteyle kirletmek istemeyenler için nacizane bir öneri:))
Yorum Gönder