Uzakdoğu dünyasına daldığınızda içinden çıkmak istemeyeceğiniz masalsı anlatımlardan biridir I'm a Cyborg, But That's OK.Kısa tanımı ile varoluş amacının peşinden koşan robot kızın, perşembe'yi bile çalan tavşan çocuğa gönlünü kaptırmasının hikayesi...
Annesinin başka erkekler için kendisinden vazgeçmesi Cha Young-goon'da büyük bir travma oluşturmuştur.Kendini robot zannetmeye başlayan Cha Young-goon akıl hastanesine yatırılır.Kendini robot zanneden ve kalbi yerine bir çift ampül olan,sık sık şarj olması gereken,mouse (donanım olan mouse) besleyen Cyborg kız tamamen robot olmasını engelleyen merhametinden arınmalıdır ve bu sayede Park Il-sun ile tanışır.Sürekli dişlerini fırçalayan, küçüle küçüle hiçliğe karışmaktan korkan,insanların ruhlarını çalan Park Il-sun'un tek amacı kendi varoluş amacı olan çalma eylemini gerçekleştirmek ve böylece ona yardım etmektir.
Karakterlerin kişisel özellikleri dışında aralarında bağı tanımlayacak olursak ilk bakışta aralarında bir menfaat ilişkisi olan sıradan iki insan tanımlaması yapılabilir.Fakat menfaat ile başlayan arkadaşlık en nihayetinde fedakarlık ve iyiliğin öne çıktığı yalın bir aşka dönüşmektedir.Özellikle günümüzde menfaatin,çıkarın kısmen işin içine karıştığı aşk sanırım en yalın haliyle bir akıl hastanesinde yaşanabilirdi. Yönetmenin akıl hastanesinde aykırı iki karakterle bu duyguyu anlatmaya çalışması belkide bundandır.Sonuçta iki kişinin arasında olan ve tanımlayamaycağımız bir duygudur aşk.Bu nedenle de hikaye pek alışık olmadığımız farklı bir dünyada yaşanıyor olsada mekan değil,duygu önemlidir.Diğer yandan detaylar filmde çok önemli bir yer tutuyor.Her hastanın faklı bir hayat hikayesinin karakterleri olması,Park Il-sun'un küçülerek hiçliğe karışmaktan korkması, vücuduna pirinç megatron yerleştirmesi, Cha Young-goon'un varoluş amacının peşinde koşması ve robot olmasına yarıyacak olan 7 alternatif günah.
7 günah:
- merhamet göstermek
- üzgün olmak
- sönük ve hareketsiz olmak
- tereddüt etmek
- boş hayaller kurmak
- suçluluk hissetmek
- minnettar olmak
Her bir günaha baktığımızda esasında bizi insan yapan olgulardır.Hissizleşmek ve daha fazla kin gütmemek amacında Cha Young-goon.Kişisel mutluluğunun cevabını robot olmakta bulması ve merhamet dışında tüm günah saydığı olgulardan uzak durması azminin göstergesi.Varoluş amacına ulaşmaya çalışması kadar merhameti öldürememesi de insancıl değerleridir.Belki dış görünüş olarak robot olmaya yeterli olmayabilir 7 günah lakin bunlar gittiğinde insandan geriye ne kalır?
Filmin yönetmeni Chan-Wook Park Uzakdoğu sinemasının tesadüfi başarılar kazanmadığının en büyük kanıtıdır. İntikam teması üzerine çekmiş olduğu üç filmin (Sympathy for Lady Vengeance, Oldboy,Sympathy for Mr. Vengeance) barındırdığı şiddet ve sertlik dozajı,adının bunlarla anılmasından sonra bambaşka bir yelpazede aşkı farklı diyarlarda anlatmaya çalışması ve başarılı olması sınırları zorladığına işaret.I'm a Cyborg, But That's OK'de kullandığı renk ve karakter özellikleri biraz da Tim Burton filmlerinden çıkmış hissiyatı uyandırıyor.İzleyiciler için Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmiyle tavana vuran farklı tanımlamarla romantik filmin kurgulanması ve izleyicinin bu yapımlara ilgi göstermesi bu yapımda da etkisini sürdürüyor ve farklı yapımlarla da sürdürecektir zira Meg Ryan'ın oynadığı bol klişeli romantik filmler etkisini yitireli çok oluyor.
13 serzeniş:
Yazıyı çok beğendim çünkü filmi de çok beğenmiştim ve çok güzel anlatılmış yazıda. :)
Farklı bir aşk filmi izlemek isteyenler mutlaka izlemeliler, çok çocuksu, çok güzel, çok masum...
BU filme her nerede rastlarsam rastlayım yüzüme ufak bir tebessüm beliriyor. Amelie gibi. Amelieyi aşarak hatta.. BU filmi herkes bilmesin lütfen diye kabuslar görüyorum sonra...
Teşekkürler hatırlatma için..
kurşunların havada uçuştuğu sahne çok usta işi, afişler bi harika, mesela :
http://i18.tinypic.com/61oeamu.jpg
..bi de Chan-wook Park kızı için çekmiş bu filmi diyorlar, eğer öyleyse şanslı kız.
Evet, Oldboy üçlemesini kızına armağan edemeyeceği için, ona armağan edebileceği bir film çekmek istediğinden bu filmin fikrinin doğduğunu duymuştum ben de. :)
ciddi anlamda merak ettiğim filmdir bu,kesinlikle izlemeliyim dedim yazıyı görünce bak
2007 ylında istanbul film festivaline katıldığında bu soruda sorulmuştu ünlü yönetmene.bu tarz bir yapımı neden yaptığı ile ilgili.ve evet dediğiniz gibi filmlerinin kızının da izleyebilmesini istediği için bu filmi yapmış.Fakat kızı için yapmış olsa bile hafif dozda şiddeti elden bırakmıyor :)
uzakdoğu sineması, komşu bahçesine topum kaçınca hayran kaldığım noel ağacı gibi bişey
İnsanın rastladığı yerde ısındığı dost yürekler gibi bu film ile ilişkimiz :))
Sevimli, sıcacık, çıplak bir aşk hikayesi arıyorsanız, bu filmde bulabilirsiniz.
Ne zaman yaslanacak bir omuz arasam aklıma hep yere bağdaş kurmuş oturan Robot kız ve onu tamir eden Perşembe hırsızı gelir :))
Yazı da harikaydı, kalemine sağlık ...
blog baslıgını gördüğümde bu güzel kore filmini senin tanıttıgını tahmin ettim..
@ ligea
seref verdin bloga.seni burada gormek guzel :)
ne denir ki, bir harika kore filmi daha, mutlaka izlenmeli :)
rain i ninja assasin de izleyerek woow demişliğim var geçtiğimiz pazar. bu movie yi de acil indirip izlemeliyim, azizim.
çok iyi bir anlatımı farklı bir hikayesi var kesinlikle kaçırılmamalı kanaatindeyim bende :)
Yorum Gönder