Beatles’ın 33 şarkısından bir aşk hikâyesi. Liverpool’dan yola çıkıp kayıp babasını aramak üzere New York’a giden Jude, yolunun Lucy ile kesişmesi üzerine, kendini savaş karşıtı protestoların ve rock’n roll temelli bir hayatın ortasında bulur. Jude ve Lucy, 1960’larda, rehberleri “Dr. Robert” (Bono) ve “Mr. Kite” (Eddie Izzard) eşliğinde, ilham perilerinin kol gezdiği Greenwich Village’dan, sokaklarında isyan bayrakları dalgalanan Detroit’e uzanan dönemin savaş karşıtı ruhunun parçası olurlar. Jude’un kardeşi Max’in Vietnam’a gitmesi çifti üzerinde dolaştıkları pembe buluttan indirip başka gerçekleri keşfetmeye zorlar.

The Beatles grubunun efsaneliği sanıyorum tartışılmaz. Ve bu efsanenin üzerine günümüze kadar birçok proje üretildi. Belgeseller, anma programları, itaf edilen onlarca şarkı ve film vesaire vesaire. Fakat Julie Taymor tüm bunların üzerine bir müzikal filmi çekti. Genelde bu türdeki filmlerin seyircisi sayılıdır. Ve müzikal film türü de tıpkı biyografi film türü gibi sıkıcı ve durağan olarak tabir edilir. Julie Taymor, Across The Universe filminde tüm bu tanımlamalara farklı bir boyut getirmek istercesine, biyografi ile müzikali birbirinin içine geçirmiş. The Beatles grubu hakkında hiçbir bilgiye sahip olmasanız da, film esnasında öğreniyorsunuz zaten her şeyi. Yani klasik biyografi filmlerindeki gibi iş seyiriciye değil, filme bırakılmış Across The Universe'de.


Eleştirmenler, izleyiciler ve en önemlisi de müzisyenler tarafından, yapılan en iyi Beatles coverlarını içeren film olarak da tabir edilen bu film, bir yandan nostaljik bir hava estirirken bir yandan da düzeni sorgulayan gençlerin dünyasını ve aşklarını anlatıyor aslında. Yönetmenine göre tüm bu anlatılanların günümüzde de bir karşılığı var ve bunu görmek ona göre hiç de zor değil.

Jim Sturgess ve Evan Rachel Wood'ın harika coverlarıyla, Beatles'ın en popüler 33 şarkısından oluşan ve bu şarkılardaki karakterler üzerinden yeni bir hikaye türeten bu film, sırf Beatles hayranları ve müzikal seyircisinin değil, herkesin mutlaka görmesi gereken filmlerden biri.

5 serzeniş:

Travis dedi ki...

Beatles sever olarak izlemeye başladım Evan Rachel Wood hayranı olarak kalktım.. fakat daha sonra Marilyn Manson ile birlikte oldugunu ve geçirdiği fiziksel evrimi gördükten sonra yıkıldım..
kader utansın !

Marilynden önce
http://2.bp.blogspot.com/_MqlO8j9krao/SbPPSTlP5xI/AAAAAAAABJ4/F3O0lyuwzKw/s400/Evan-Rachel-Wood-32.jpg

Marilynden sonra
http://thebeautystop.com/wp-content/uploads/2008/06/113.jpg

http://assets.gearlive.com/celebrities/blogimages/umathurman_evanwood.jpg

S dedi ki...

inanilmaz guzel bir filmdi. muzikal falan hic sevmeyen bir insan olarak, tapmistim evet..

La Loba dedi ki...

Pek hevesle indirdiğim bir film değildi. Hatta aylarca izlenecekler sıralamasında sürekli altlara düştü ama izlediğim zaman gerçekten bu kadar beklettiğim için pişman oldum.

Adsız dedi ki...

Adeta şahane. Süpersonik bi yapım. +rep, emeğe saygı. Oo ye!

gizemsel dedi ki...

:)